Beklenen Kral
Ata Berk Mutlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ata Berk Mutlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Mart 2017 Perşembe

Poyraz Karayel: Hoşça kal en değerlim...


Ekrana bakıyorum dakikalardır. Hiç böyle olmazdı. Başlığa dizinin ismini atar, hemen yazmaya başlardım. Daha bilgisayarın başına oturmadan, nasıl yazacağımı kurgulardım çünkü kafamda. Ne kadar sinir olsam da, ne kadar eğlensem, mutlu olsam da izlediklerimden sonra; hiç şaşmazdı bu rutin. Şimdi yazamıyorum. Aklıma yine çok şey geliyor ama sonra sevdiğinin kollarında ölen Ayşegül gözümün önüne geliyor, uçup gidiyor geri kalanlar. Hah, şimdi oldu buradan gireyim diyorum; bu sefer de sevdiği uğruna deliren Poyraz beliriyor zihnimde, ben yine diğer her şeyi unutuyorum. Dedim ya, yalnızca ekrana bakıyorum dakikalardır. Yazacak çok şeyim var ama nasıl başlayacağımı bilemiyorum ilk defa. Çünkü kahramanlarımı kaybettim. Çünkü, her çarşamba gecesi zevkle hakkında yazdığım Poyraz Karayel'i kaybettim. Çünkü, bitti. Veda dediğin böyle olurdu Poyraz Karayel için; ancak ciğerim yanıyor için için...

16 Şubat 2017 Perşembe

Poyraz Karayel: Vedalar albayım, vedalar...


Veda etmek zor, veda edeceğini bilmek daha zor. Kim sevdiğinden ayrı düşmek ister ki? Kim kaybetmek ister bir yanını? Kim her an aklında olmasından mutlu olanı unutmayı kabullenir? Kim bile isteye vazgeçer sevdiğinden? Kim, sevdiğinin arkasından göz yaşı dökmez?.. Bir macera düşünün, ilk bölümünden beri sizi içine esir alan. Bir macera düşünün keyif veren, mutluluk saçan. Bir macera düşünün, sizi dellendirse bile sevginizde eksilme olmayan... Poyraz Karayel'in son üç bölümü kaldığını bilerek ekran karşısına geçip oturmak zaten zordu. Bir de sağ üst köşeye marifet gibi yazmışlar "Son üç bölüm" diye, güldükçe gözüm oraya ilişti; keyfim kaçtı durdu. Bunca konu, bunca olay, bunca aşk, kalan iki bölüme sığacak mı çok merak ediyorum doğrusu...

9 Şubat 2017 Perşembe

Poyraz Karayel: Şimdi onlar düşünsün!..


Şüphesiz, en keyifli bölümlerinden birisiyle ekrana geldi bu hafta Poyraz Karayel. Sezonun başında olmasını isteyeceğimiz her şey, şimdilerde yavaş yavaş gerçekleşiyor ve elbette otomatikman seyir keyfi katlanmış oluyor. Reytinglerinin son dönemde oldukça sorunlu olduğunu düşünürsek, umarım toparlamasına yardımcı olur bu manevra. Poyraz ve çetesinin maceralarını izlemenin ne kadar keyifli olacağını tahmin dahi edemiyorum zira...

2 Şubat 2017 Perşembe

Poyraz Karayel: İpin ucu...


İnsanı ayakta umudu tutar. Her konuda ve durumda yanındadır. Güvenmek istediğin yegane şeylerden biridir de ayrıca. Kendini sağlama alabildiğin nadir anları yaşatır sana. Huzuru bir an bile olsa yakıştırır yanına... Ya kaybedersen umudunu? O zaman yaşamın nasıl da çekilmez olduğu gelir hep aklına ve daima mutsuzluğa sarıldığını fark edersin. Kaybettiğin kadar kolay da kazanamazsın tekrar umudu. O yüzden her daim kıymetini bilmen gerekir. Peki bilebilir misin?.. Poyraz Karayel evreninde, her yanı umutsuzluk bulutları sarmış ama umudu elden bırakmayan karakterleri sayesinde izlemek keyifli zaten diziyi. Onların enerjileri, hayata bakış açıları bizi çeken. Şimdiden sonra da umutlu olabilirler mi, işte orasını bilemiyorum. Zira ipin ucunda önemli bir hayat durmakta...

26 Ocak 2017 Perşembe

Poyraz Karayel: Hani öpüşmeyecektiniz!


İnsan sevdiklerine konduramaz elbette istemediği davranışları. Beklenmedik olaylar karşısında yapılan çıkışlar da hep, bir anlık sızıyla meydana gelmekte zaten. Kabullenmek ya da reddetmek ise sadece bir tercih meselesi değil; aynı zamanda bir sonraki beklenmedik olaya tepkini belirlemekte. Ayrıca atacağın adımın şiddetini de...

22 Aralık 2016 Perşembe

Poyraz Karayel: Sonunda...


Umutların tükenir ya hani, çıkmaz yolda bulursun kendini. Bir adım dahi ilerleyecek güç bulamazsın kendinde. Kaybetmiş hissedersin, eksik kalmış, artık tamamlanamayacak bir halde. Korkmuş vede çaresiz... Çokça hissetmişizdir değil mi? Poyraz Karayel'in üçüncü sezonuna dair benim de öyle tükenmiş umutlarım vardı; ilk sezonun aranan tadı, yine karakterlerin amansızca harcanması çıkmazı, Poyraz ve Ayşegül'ün payına daha büyük hüsranların düşmesi gibi. Lâkin, en büyüğü mekanlar konusundaydı...

15 Aralık 2016 Perşembe

Poyraz Karayel: Bitmeyen mücadele


Mutlu kalmanın bir formülü var mıdır? Zar zor mutlu olabildikten sonra her an bir felaket patlak verecekmiş gibi düşünüp, o kısacık anı bile zehir etmeyi önlemenin peki? Yaşam enerjisi denen şey nedir ve kimlerde olur? Yaşam enerjisiyle dolu bir avuç insan dahi var mıdır? Huzurun yanından geçmiş olmak bile huzur verir mi? Yoksa ancak rüyalarımızda mı huzuru görebiliriz? Gülmek, çekinmeden gülmek nasıldır? Tıpkı mutluluk gibi, her an bir felaket olacak ve gülüşün solacak diye düşünmeden gülmek mümkün müdür? Bir gün uzun uzun gülebilir miyiz gerçekten? Korkmadan, huzursuz olmadan? Nereye kadar kötülük?..

8 Aralık 2016 Perşembe

Poyraz Karayel: Eskiye özlem...


Ne kadar uğraşırsan uğraş, olmaz bazen. Hangi yola sapmak istesen, bir duvarla karşılaşırsın. Kimi sevsen, en manyağına denk gelirsin. Nasıl hayâl edersen, onun tam tersini yaşarsın. Bu bir sıra halini alıyorsa en fenası. İnsanın içerisinden çıkamadığı bir sürü garabetin esiri olması kadar kötü bir şey az vardır herhalde. Adım atacak takati kalmayana dek mücadele etmişken hem de. Ve durmaz, devam eder. Kaçmaya çalıştığın bozuk düzenin yeniden parçası oluverirsin böylece...

1 Aralık 2016 Perşembe

Poyraz Karayel: Belki de...


İnsan kime güvenir? Arkadaşına, dostuna, sevdiği insana, varsa kardeşine ama özellikle annesine, babasına değil mi? Sonuçta onlardan olmuşsunuzdur ve ne olursa olsun size kıyamayacakları inancına tutunursunuz. Başınız dara düştüğünde, aklınıza ilk onlardan birini aramak gelir. Çünkü derdinize koşulsuz derman olacak onlardır. İçerisine düştüğünüz her zorluğu aşmanızı sağlayacak da. Bile bile ölüme terk etmesini, onu bırak ağzınıza atkısını bastırıp öldürmesini beklemezsiniz değil mi? Gerçekten bu kadar gözü dönmüş bir anne olabilir mi?..

17 Kasım 2016 Perşembe

Poyraz Karayel: Kolay olmayacak...


Ciddi bir karar almanın her zaman için büyük zorlukları vardır. Düşünmeden hareket edersen özellikle de. Bir ihtimale tutunmanın daha mantıklı olduğunu anlaman çok uzun sürmez. Ne olursa olsun, mantıkla hareket etmen gerektiğini de. Ama iş işten geçmiş, çok geç kalmışsındır... Ayşegül'ün evlilik kararının desteklenecek bir yanı zaten yoktu. Poyraz ortaya çıktığı andan itibarense tam bir gereksizlik hadisesine döndü. Elini kolunu hiç olmadığı kadar bağlaması yetmedi, dünyaca ünlü bir kaçakçılık örgütünün olası liderinin eşi oldu. O da yetmedi, vicdan borcuyla etrafı örüldü...

27 Ekim 2016 Perşembe

Poyraz Karayel: Aşktan kaçamazsın...


Gerçek bir aşkın karşısında hiçbir şey ve kimsenin duramayacağı açık. Ne olursa olsun, yaşanmamış bir aşk için de bitti denemez. Ne kadar inkar edersen et, bu asla değişmez. Kavuşursun, kavuşamazsın orası ayrı. Ama kalbin aşktan yanarken bitti diyorsan, daha da büyür yangının. Daha da altından kalkamazsın... Ayşegül'ün de Poyraz'ın da aslında bu duruma şerbetli olması gerekirdi. Sadece Poyraz'ın -sözde- öldüğü andan sonrası için değil, öncesi için de durum bundan ibaret çünkü. Sevgiliyken bile aşklarını hep sınırlı yaşayan bir ikiliydi onlar. Asla tam anlamıyla mutlu olmalarına müsaade edilmedi. Asla huzurlu bir an geçirmeleri istenmedi. Ne yani, o zaman dahi aşktan yanıyorken; iki yıllık koskoca hasret, şimdi bir kızgınlığa feda edilebilir mi?..

20 Ekim 2016 Perşembe

Poyraz Karayel: Zamanı geri almak mümkün müdür?..


Korku... Hüznün ve karamsarlığın tablosu, korku... Hangi umutların sonu, hangi yeni umutların başlangıcı bilinmeyen korku. Hangi amaca hizmet edersen et, arkanda bıraktıkların için hissettiğin o keskin duygu... Poyraz'ın geçtiğimiz bölüm sonunda ölmediğini öğrendik. Bu bölümde ise o iki yıl boyunca neler yaptığını, bu ölüm oyununun neden tezgahlandığını, Ayşegül'ü nasıl kandırmak zorunda kaldığını öğrendik. Ve o zamanın ardından gelen mutlulukla karışık kızgınlığın, ciğerimizi pul pul döküşüne şahit olduk...

16 Haziran 2016 Perşembe

Poyraz Karayel: Umut hiç bitmez...


Ne yazacağımı, nasıl başlayacağımı bilemiyorum... Sezon finalleri hep sancılı olur, bu alıştığımız bir şey. Ama bunca ölüm, ayrılık, ölüm ihtimali... Gerçekten tıkandım. Poyraz Karayel'i ne kadar sevdiğim, ne kadar değer verdiğimi bloğumu düzenli takip edenler bilirler. Bu zamana kadar, en nefret ettiğim bölümüyle de ekrana gelse bir kez bile hakkında yazmayı bırakmadım. Pişman değilim elbette ama benim de kırıklıklarım oluştu; tam da bu sebeple... Bir televizyon seyircisi olarak, ister istemez izlediğin dizinin karakterlerini benimsiyorsun. Onlara kuş kanadı değse, sen ürküyorsun. Birinci sezon neyse de, ikinci sezon boyunca çok fazla karakter yok yere harcandı. Çok fazla değerli oyuncunun kalbi kırıldı. Çok fazla umutsuzluğa kapıldık... Bitti dediğimiz noktada yeni başlangıçlar yapıldı ancak, öyle bir sezon finali izledik ki ipler kopma noktasına geldi; çattı...

19 Mayıs 2016 Perşembe

Poyraz Karayel: İşte gerçek Neşet...


Aha şimdi, aha gelecek hafta derken; sonunda Neşet'in maskesinin yüzünden düştüğü bir bölümle ekrana geldi bu hafta Poyraz Karayel. Hiç sıkmayan, gayet keyifli bir bölümdü izlediğimiz. İçerisine serpiştirilen komedi dozuyla da, gerilim yumuşatılmaya çalışılmıştı. Ama tahmin edeceğiniz gibi öyle bir son yazılmıştı ki, çık işin içinden çıkabilirsen şimdi...

14 Nisan 2016 Perşembe

Poyraz Karayel: Ölüyoruz...


Durağan, yer yer yoran bir bölümdü izlediğimiz. Poyraz Karayel'i izlerken, eskisi gibi tat alamadığım için oldukça mutsuzum. Yeniden eski formuna döner diye de çaresizce bekliyorum. Eğer Neşet ve yarattığı 'kötülükler' olmasa, izleme keyfinin daha bir düşeceği açık... Şu zamana kadar, dizide en iyi işlenmiş kötü kendisi. İnandırıcılık noktasında zerre sıkıntısı yok ve her geçen bölüm üzerine bir şeyler daha koyulması, karakteri daha bir öne çıkartıyor. Tabi bu yaptığı/yapmaya çalıştığı kötülükleri görmemiz için bir engel teşkil etmiyor...

29 Ekim 2015 Perşembe

Poyraz Karayel: Oyun içinde oyun


Bir baba oğulun birbirini ters köşeye yatırması ve karısından ölesiye kurtulmak isteyen bir adamın, sonunda silahla yatacak kadar tırsmasıyla geçen, zamanın nasıl aktığını anlamadığım bir bölümle ekrana geldi bu hafta; Poyraz Karayel. Dizi süreleri o kadar uzadı ki, bunu diyebildiğim zamanlar çok az oluyor artık. Her sahnesinde keyiflendim ve tatmin oldum diyebilirim...

15 Ekim 2015 Perşembe

Poyraz Karayel: O kadar kolay olmamalı vazgeçmek...


Poyraz'a müdür diye kim görevlendirildiyse, hepsinin bir şekilde onun başına çorap örmek niyetinde olduğunu gördüğümüz bir bölümle ekrana geldi bu hafta; Poyraz Karayel... Adil Topal'ın adamı Ufuk'u sanırım her hinliğin başında görmek hiç de sürpriz olmayacak bundan sonra. İşin içerisine bir de Meltem dahil oldu ki, kızın günahını aldığımızı da anladık. Peki ya günahını durduk yere mi aldık?..

8 Ekim 2015 Perşembe

Poyraz Karayel: Farklı bir bağ...


Aksiyonun, olayın, aşkın, ihanetin, hesap sormanın ve yeniden dara düşmenin bölümüydü diyebiliriz dün akşam yayınlanan için. Poyraz Karayel, çok da uzun sürmeden bir sürü düğümü kucağımıza bırakmaya başladı ve o düğümleri çözmenin pek de kolay olmadığı mâlum. Poyraz'ın yeniden dara düşmesinin ise kimse için şaşırtıcı olduğunu sanmıyorum...

1 Ekim 2015 Perşembe

Poyraz Karayel: Ölür mü dersin?..


Tam tamına üç ay süren bir aranın ardından, genel itibariyle sıradan ancak son sahnesiyle insanda vurgun yemiş hissi uyandıran bir bölümle yeni sezona merhaba dedi; Poyraz Karayel... Poyraz'ın bir türlü ödemeyle bitiremediği bedellere daha ilk bölümden bir yenisi eklenmiş olabilir. Eğer eklendiyse, bundan sonra Poyraz asla bizim tanıdığımız Poyraz olmayacaktır...

14 Mayıs 2015 Perşembe

Poyraz Karayel: Sema'nın seçimi...


Gerilimin dozunun biraz fazlaca kaçırıldığını düşündüğüm bir bölümle ekrana geldi bu hafta, Poyraz Karayel... Hem Sema hem de Poyraz cephesinde yanlış anlamalarla örülü bir sorun yumağı dururken, bu yumaklar genel işleyişi bozmasa ne de iyi olur diyenlerdenim bu arada... Özellikle de Sema konusunda karakterin bugüne kadar sergilediği tavrın dışına çıkılmaz umarım...