Beklenen Kral
Uğur Yücel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Uğur Yücel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Haziran 2017 Perşembe

İçerde: Kardeşlik size çok yakıştı yahu...


Oyunculuk gerçekten hiç kolay bir şey değil. Üstesinden gelmek de, karşındakine duyguyu verebilmek de çok zor. Herkes oyuncu olabilir ama herkes gerçekten oynayamaz. Herkes gelemez üstesinden bu zorlu mücadelenin. Herkes, göz bebeğinin hareketinden dahi sarsamaz karşısındakini. Zira sadece duyguyu verebilmek yetmez bazen, etkilemek de gerekir. Ve yalnızca iyi oyuncular, bu etkiyi verebilir; kendine hayran edebilir... Çağatay Ulusoy ve Aras Bulut İynemli gibi... Her ikisi de bu ülkenin çok değerli kazanımlarından. Her ikisi de, bu ülkenin gurur duyabileceği nadir şeylerden. Hâlâ etkisinden çıkabilmiş değilim, o gerçeği öğrenme sahnelerinin. Bölümden kesitler dahi izlemedim ki, yazmadan önce izlediğimde iyice bir dolsun içim dedim. Öylesine doldum ki, taşmama ramak kalmıştı; sağolsun dizi normal seyrine döndü ve hafızamızda kocaman bir izle bölümü tamamladık ardından. İyi ki varsınız, İynemli ve Ulusoy; iyi ki...

25 Mayıs 2017 Perşembe

İçerde: O ne güzel ağlamaktır, insafsızlar!..


Her duygu başka kapılar açar insanın yüreğinde. Her duygu, başka bir yanını sarar ya da kanatır. Duygular ne kadar karmaşık olursa, insanın çaresizliği de o kadar katlanır... Ortada uzun zamandır öğrenilmesini beklediğimiz bir gerçek var. Artık ortaya çıktığını anladığımız, bölümden bir gün önceki fragman paylaşımı ise yüreklere su serper cinsten değildi kesinlikle. Bu da tamamen senaristlerin bizi sürüklediği 'yokluk' duygusuyla ilintili. Hayâl olabileceğini, rüya çıkabileceğini, en başından beri biliyor göstereceklerini dahi düşündüm. İzleyelim, nasılsa anlarız dedim ama bölüm sona erdiğinde anlaşılan hiçbir şey yoktu. Soru işaretleri ise tahmin edilemeyecek kadar çoğalmıştı...

18 Mayıs 2017 Perşembe

İçerde: "Hep kötüler mi kazanacak?"


İnsan idealleri için yaşar. Elde etmeyi arzuladıkları için. Verdiği tüm emek, tüm çaba bu arzuyu doyurur. Sonuca ulaşıp ulaşamadığını ise o emek ve çabanın nasıl sergilendiği belirler. Yani sadece ideallere sahip olmak, bir şeyleri arzulamak yeterli değildir. O idealleri yakalamak, arzu ettiklerini yaşamak için özen göstermen, dikkat etmen gerekir. Çünkü gözü kapalı attığın her adım, ideallerinden bir adım daha uzaklaşmak demektir. Ve o adımlar ne kadar artarsa, ulaşamayacağın ideallerinin yıkıntıları üzerinde son nefesini vermen o kadar kaçınılmaz olur... Yusuf müdür kendisini Celal'i bitirmeye adamış. Bunun için yıllarca yapmadığı kalmamış. Ama ne denerse denesin bir türlü başaramamış. Zira hep, o gözü kapalı adımlardan atmış. Bir adım sonrasını düşünmediği gibi, Sarp'ı da bu tehlikenin içerisine attı. Gerçek ortaya çıktı, niyetler anlaşıldı, herkesin kirli çamaşırları ortaya saçıldı; lâkin, mâlum sondan kaçılamadı. Celal, yeniden kazandı...

11 Mayıs 2017 Perşembe

İçerde: 'Ağzınız yüzünüz dağıldı, yeter!..'


Güvenmek, güven duymak ne kadar da büyük bir lüks değil mi? Gözün kapalı sırtını yaslayabileceğin, başın dara düştüğünde senden çok dertlenecek birilerinin olması... Peki güven öyle kolay kazanılabilecek bir şey mi? İnsanın karşısındakine güvenmek istediği kadar, kendinin de güvenilir olması gerekmez mi? Öyle kolay mı tek taraflı bir güveni yaşamak? Bir yerden sonra elbet fire vermez mi?.. Celal ne bekliyordu bilemem, lâkin güvenilecek biri kesinlikle değil. Sözünde durur falan, fasa fiso. Kendinden başka kimseye değer verdiği yok ve etrafındakilerin de her daim sadece ona değer vermesini istiyor. Bunu elde edemediğindeyse, yakıp yıkmayı maharet sayıyor...

4 Mayıs 2017 Perşembe

İçerde: Dizi değil, cinnet sebebi.


Beklentisi olmayan insan evladı yoktur herhalde. Bir şeyleri arzulayan, hayâl eden, hayâl ettikleri olsun diye bekleyen... Ama tek başına beklentilerin yeterli gelmediğini de anlaması uzun sürmez. Başka şeyler olması gerekir. Belki biraz çaba, belki emek, belki dirayet, belki de en başından hiç beklentiye girmemek... İçerde'de tam da o noktadayım ben mesela. Beklentilerimin olduğu zamanları aşalı çok oldu. Artık sadece performanslar ve üzerine yazabilmek için izliyorum. Lâkin, izlerken zamanımın çoğunu yine de dövünerek geçiriyorum...

27 Nisan 2017 Perşembe

İçerde: Bu gerçekten oldu mu?..


Beklenmedik şeylerin, insanın hayatındaki etkisi daha derin oluyor şüphesiz. Altından kalkması da, kabullenmesi de hiç kolay olmuyor. Ölüm dediğin de böyle. Aslında, beklense dahi acısı büyük ama tam gözlerinin önünde hem de senin için gerçekleşmiş bir ölümün etkisi hiçbir şeyle tarif edilemez herhalde... Melek'in ölümü, Sarp'ın hem kurtuluşu hem de cehennemine döndü. O ölse Melek yaşayacaktı, çünkü. Ellerinde kayıp gitmeyecekti hayatı. Belki, gerçeği de öğrenirdi bu anda. En azından, bilerek ölürdü. Yaşayıp da acılarına bir yenisinin eklenmesine gerek yoktu. Ama eklendi. Hem Umut'un kim olduğunu öğrenemedi hem de Melek'i kaybetti...

18 Nisan 2017 Salı

İçerde: Ölme Melek, biz sensiz ne yaparız?!.


İnsanlar ne sırlar biliyor da, onlarla göçüp gidiyor ardına bakmadan. İnsanlar, gerçekleri bildikleri halde nasıl da susuyor. Nasıl da, bir türlü dile gelmiyor gerçekler. Nasıl da, çaresizce ölüme yürüyor... Dramatik bir giriş oldu değil mi? O kadar çaresiz kaldım ki, bu giriş daha uygunmuş gibi geldi. Öteki türlü, "Melek senin yapacağın işe ben!" diye başlamam gerekirdi yazıya zira. Yahu bir insan nasıl azimle böylesine önemli bir meseleyi, böylesine dramatik bir konuyu sürekli geçiştirir de bir türlü diyemez, "Umut, aslında Mert" diye...

12 Nisan 2017 Çarşamba

İçerde: Geleceğe yatırım...


Sevgi gerçekten çok özel bir duygu. Birinin karşısındakine, karşılıksız sevgi ile yaklaşabilmesi de çok değerli. İnsanın en büyük çaresizliklerinin çözümü dahi sevgide yatar zira. En büyük çıkmazları açar, en büyük olmazları halledilir kılar... Sanırım Celal de bundan sebep hep dört ayağının üzerine düşüyor. Tökezlese dahi asla, ipliği pazara bundan çıkmıyor. Düştüğü anda her daim biri arkasını kolluyor... Gerçekten şanslı adam. Arkasındaki güç de, yadsınamayacak kadar büyük. Peki ne zaman onun için rüzgar tersten esmeye başlayacak? Ne zaman, hak ettiği sonu tadacak?..

5 Nisan 2017 Çarşamba

İçerde: Kullanırsınız belki bunu da...


Adım adım ilerleyebildiğimiz hikâyelerin bir parçası olmayı ne kadar da seviyoruz. Ne kadar da çıkmaz olduğunu bildiğimiz yollara sapıyoruz. Bunu yapıyor, pişman oluyor ama yine de vazgeçmiyoruz. Alışkanlık halini alıyor çünkü, bırakamıyoruz... İçerde için direkt böyle demek ne kadar doğru olur bilemiyorum ama adım adım ilerlediği kısmı çok doğru, takdir edersiniz ki. Bir ölüm izledik, bir de Sarp'ın, annesinin hakkındaki gerçeği öğrendiğini anlamasını. Geri kalan her şey, sonunda kaydı en başa sarmaktan başka bir işe yaramadı...

28 Mart 2017 Salı

İçerde: Artık kardeş olduklarını öğrenseler diyorum...


Uzun zamandır keyifle izlemiyorum İçerde'yi. Düzenli okuyan kimseler var ise bilirler. Hakkında yazmam, hikâyesinin sonunda nereye evrileceğini merak etmemden. Nasıl biteceğini hepimiz biliyoruz elbette ama o gidiş yolları da oldukça önemli. İkinci sezon garantilenmiş göründüğünden, bu sezon sonuna dek pek bir şey olmayacağı da kesin. Tabi Kudret sayesinde, haftalardır aynı döngüleri yaşamaktan kurtulduk. Adam farklı bir aksiyon unsuru oldu dizide. Ayrıca mevcut gidişatı önemli ölçüde etkileyebilecek adımlar da atacak gibi. Füsun'a oldukça değer vermesi ve sözünü dinlemesi de bunun başlangıcı olsun bari...

21 Mart 2017 Salı

İçerde: Öyleyse öldük biz...


Yaprak kımıldamıyor diye bir tabir vardır ya hani, onu da bence rahatlıkla İçerde için kullanabiliriz. Zira sözde fırtınalar kopuyor, tufanlar yeri göğü inletiyor ama biz bir yaprak dahi kımıldadığını görmüyoruz. Bölüm başlıyor ve sonuna geliyor, biz hâlâ aynı yerde duruyoruz. Bir adım atıyor hikâye diye sevinirken, tökezleme ile karşılaşıyoruz. Belli ki ikinci sezona karar verilmiş, biz de sabrımızla sınanıyoruz...

14 Mart 2017 Salı

İçerde: "İçerde misin evlat?"tan, "İçerdeyim evlat"a...


Bir şeylerin artık değişmeye başladığı, biraz olsun ilerleme kaydedilebileceği izlenimi veren bir bölümle ekrana geldi bu hafta İçerde. Kudret'in, Celal'in karşısına geçişiyle bütün dengelerde de değişim başladı gibi. Onun ilk defa, karşısına geçen bir düşmandan böylesine çekindiğini gördüm. Ne olursa olsun, sözüne güvenecek kadar dürüst olduğuna inandığına da. Ondan mütevellit, Celal bu hapis mevzusundan yırtsa da, anlaşılan o ki sonunu Kudret Sönmez hazırlayacak...

7 Mart 2017 Salı

İçerde: Bir arpa boyu yol gidememek...


Bir arpa boyu yol gidememek... Sanırım birisi bana İçerde hakkında bir cümle kur dese, düşünmeden bunu derim. Zira gerçekten ilk bölümden beri, bir arpa boyu yol gidemedik. Her şey ilk bölümde bıraktığımız yerde. Her şey oradan ağrı bize nanik yapıyor ve biz her hafta, bir sırrın açığa çıkacağı ümidiyle kandırılarak, ekran karşısına oturtuluyor; yeni bir hayâl kırıklığı yaşıyoruz. Yeniden aldanıyoruz, yeniden umut etmek için fragman bekliyoruz. Kısır bir döngü içerisinde debeleniyoruz ama kimseye sesimizi duyuramıyoruz. Dizi başladığı ilk bölümden beri ilk defa geçtiğimiz hafta TOTAL'de birinciliği kaptırdı. Bunun ilk ve son olacağından kaçımız emin? Belki bu hafta Uğur Yücel hatırına yine birinciliğini tüm kategorilerde korur. Ancak bu bölümün hezeyanından sonra, bir sonraki hafta birincilikleri koruması ne kadar mümkün olabilir? Elbette hiç...

23 Ocak 2015 Cuma

Aramızda Kalsın: Elveda...


Sıcacık ve içten bir diziye daha veda vakti... Aramızda Kalsın, uzun yıllar sonrasında ekranın en sıcak ve samimi ailesini karşımıza getirdiğinde hepimiz büyük bir keyif yaşamıştık. Başladığı ilk bölümden beri, senaryosu nasıl dayatmalara maruz bırakılırsa bırakılsın her zaman seyircisini kendisine çekmeyi başarıyordu. Mükemmel oyuncuları, hayat verdikleri karakterler ve ekrandan geçen samimiyet; Aramızda Kalsın'ı "en sıcak aile dizisi" tahtına oturttu. Dün akşam yayınlanan final bölümüne kadar da bu asla değişmedi. Bundan sonrasında mı?.. Böylesi sıcaklığa sahip bir diziyi, yeniden uzun yıllar boyu beklemek zorunda kalabiliriz...

26 Aralık 2014 Cuma

Aramızda Kalsın: Kim sevmez ki aşkı?


Finaline az bir zaman kalmışken, Aramızda Kalsın yazmamak elbette olmaz... Bu yazımda, dizide yaşanan aşklara bakacağız... Ama öncesinde belirtmem gereken birkaç nokta var. Önce onlara değineyim, daha sonra da aşklara göz kırparız...

5 Aralık 2014 Cuma

Aramızda Kalsın: Dupduru bir hüzün


Her türlü sorunun sevgiyle aşıldığı sıcacık bir aile dizisi... Aramızda Kalsın'ı tarif etmek için kurulabilecek en doğru cümle herhalde budur... Çok fazla hakkında yazı yazmasam bile, her zaman en çok sevdiğim diziler ligimde birinci sırasını korumuştur. Neden yazmadığıma gelince, bilmiyorum aslında... İstikrarı kendi içimde bir türlü tutturamadım sanırım ama şu var ki, bu bloğun ilk yazısı Aramızda Kalsın'dır... Benim bu yola çıkışımdaki iki mihenk taşından da birisidir. Diğer mihenk taşım geçen yıl bu zamanlarda bitirilmişti; şimdi ise Aramızda Kalsın bitiyor, bitiriliyor... Reyting canavarının son kurbanı olarak, kanal arşivinin tozlu raflarındaki yerini almaya hazırlanıyor...

17 Ekim 2014 Cuma

Aramızda Kalsın: Hatçik ve Battal'ın inadı


Hatçik'in büyük bir hataya imza atıp Battal'la Eğin'e gitmesi sonrası, kısa sürede bir şeylerin dank edip geri geleceğinden emindim de; bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum... Ama iyi ki erkenden geldi... Zira vazgeçilmezi olarak evin, resmen tadı tuzu kalmamıştı sadece bir bölümlük yokluğunda bile... Aramızda Kalsın, her karakterini ayrı sevdiğimiz bir dizi -Behiye hariç!- malum ve böyle olunca da yokluk hissi koyuyor ister istemez... Ne olacak, Battal olsun iç güveysi işte... Ne de yaraşır ona, aman aman...

3 Ekim 2014 Cuma

Aramızda Kalsın: Sevgi dolu aile


Bugüne kadar izlemekten en büyük keyif aldığım dizilerden birisi, Aramızda Kalsın. Son iki sezondur ise en sevdiğim dizi kendisi. Yeni sezonu başlayalı baya bir oldu ama benim elim bir türlü hakkında yazmaya gitmedi. Neden diye sorarsanız ise tam olarak bilmiyorum; izlerken öyle etkileniyorum, düşünüyorum ve konsantre oluyorum ki bölümün sonunda her şey kafamdan uçup gidiyor. Hakkında bir şey yazmaya oturduğum her seferinde de, başka yapımlara yer verdim son haftalarda. Bugün ise karakterler üzerinden genel bir analize hazırım. Bloğumda yazdığım ilk yazı, yine Aramızda Kalsın'dı ve bugün aradan geçen beş ayda; kendimin katettiği mesafeyi de gözden geçiriyorum bu yazıyla aslında... 

17 Mayıs 2014 Cumartesi

Aramızda Kalsın


Aramızda kalmasın, televizyon ekranlarının en sıcak ve içten aile dizisi  bence, Aramızda Kalsın. Her  karakteri ayrı bir değer olan bu yapımın, Türk televizyon izleyicisinin gönlünde taht kurması çok da şaşılacak bir şey olmadı kimse için.

Star TV ekranlarında yayınlanan, başrollerinde, Gökçe Bahadır, Uğur Yücel, Binnur Kaya ve Caner Cindoruk'un olduğu dizide, sadece başroller birer altın değil bana göre. Dizinin yan karakterlerine hayat veren, Gamze Karaduman, Ayça Damgacı, Uğur Serhan, Ecem Çalık, Ferit Aktuğ, Bilge Şen, Hikmet Kömürcü, Mert Kurdal, Tülay Bursa ve özellikle erkek çocuk oyuncu Aybars Kartal Özson'da en az başroller kadar başarılı ve seyredilesi...