Beklenen Kral

8 Kasım 2016 Salı

İçerde: Ölümü çağırmak...


Bir şekilde parlayınca, göze batmak daha bir olağan sanırım. İnsanlar kendilerine yeni bir rakip edinmiş oluyor, nasıl batmayasın ki? Ne kadar iyi ve anlayışlı olmaya çalışırsan çalış, hasetten ötesine geçilemeyebiliyor. Yetmiyor, kuyun da kazılabiliyor. Dost bildiklerin bile kazık atabiliyorken, seni rakip gören herhangi biri neden kazmasın kuyunu inceden?.. Sarp mükemmel zekası olan bir genç. Biz onu öyle tanıdık. Hatta o kadar mükemmel ki, zaman zaman Yusuf müdürün akıl hocası bile(!) oluveriyor. Ama arada bir geleceği görme, bir sonraki adımı atarken düşünme yetisini kaybediyor. O zehir gibi akıl gidiyor, yerine kendini ateşe atmış bir Sarp geliyor...

7 Kasım 2016 Pazartesi

Ekrandan Haberler - 31 Ekim-6 Kasım 2016


Haber Başlıkları
- Tatlı İntikam (Saat değişikliği)
- Yüksek Sosyete (Gün değişikliği)
- Altınsoylar (Başladı)
- Cesur ve Güzel (Başlıyor)
- Muhteşem Yüzyıl Kösem: Dördüncü Murat (Başlangıç tarihi belli oldu)
- Yıldızların Altında (Kadroda yeni bir isim)
- İstanbullu Gelin (Yönetmeni belli oldu)
- Var Mısınız Yok Musunuz (Bitti)
- Piramit (Yeni sezon başladı)
- İşte Benim Stilim (Başlıyor)
- Altın Kelebek Ödülleri sahiplerini buluyor

3 Kasım 2016 Perşembe

Poyraz Karayel: Hesaplaşın ama sonsuza dek sürmesin


İnsan kendi gerçeklerinden ne kadar uzaklaşabilir? Nereye kadar inkar edebilir duygularını, hislerini, içindeki yangını, kalbinin hızla atışını, midesinde uçuşan kelebekleri? Nereye kadar aşktan kaçabilir? Nereye kadar, karşı gelebilir onlara? Nereye kadar sabredebilir? Bir yerden sonra aşk yakasına yapışmaz mı, "Sen ne yapıyorsun be!" diye? Ondan sonra da hızlıca hiçliğe yolculuğu başlamaz mı insanın, sırf bu aşktan kaçma mücadelesi yüzünden? E geri de dönemez; yol yakınken fark etmeli ve kendine çeki düzen vermeli değil mi? Bence de... Evet iki yıllık derin bir aşk acısı yaşadık, karşımıza o acının yaratıcısı çıktığında da günlerce haddini bildirdik; şahane. Ama buraya kadardı Ayşegül ve Poyraz, bundan sonra kendinizden uzak kalmaya çalışmanız tam bir delilik!..

2 Kasım 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Mutlu mutsuz...


İnsana mutlu olmak için zaman dahi vermiyor bazen kader. İçerisine çekildiğin gerçekler hep başka bir yaranı kanatıyor ve acının gölgesinde yaşıyorsun. Mutluluk belki bu yaranın açılmasında saklı ama yaşadıklarından öylesine canın yanmıştır ki, bir daha hiç nefes alamayacakmışsın gibi hissediyorsun... Hülya için çocuk meselesi tam bir çok bilinmeyenli denkleme döndü. Ne yaparsa yapsın içerisinden çıkamadığı bir hâl aldı ayrıca. Ve şimdi başka bir çocuk meselesi kapısını aşındırmakta. Hem de acısı en derininde saklı olanını...

1 Kasım 2016 Salı

İçerde: Yalan yalan içinde...


Yalanlar, yalanlar, yalanlar... Bir insanın geçmişinden kaç tane yalan çıkabilir gerçekten? Attığı her adım, söylediği her söz, yaptığı her şeyin altında bir dümen saklama olasılığı nedir? Böylesine hin bir adam nasıl olmuş da bir kebapçı salonuyla yetinip koca bir holding yaratıp dünyaya açılmamış peki?.. Celal ile ilgili her hafta başka bir gerçek öğreniyoruz, her hafta başka bir yaptığı ortaya çıkıyor. Bunlar hep büyük adımlar aslında ama hikâye bir adım dahi ileriye gitmiyor...