Beklenen Kral
Recep Güneysu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Recep Güneysu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Mart 2017 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Bir sayfa kapanır, yenileri hiç gecikmez...


Bir salı gecesinde son kez, Hayat Şarkısı hakkında yazmaya başlıyorum. Reytingleri hiç de kötü değilken bu kararın alınmış olmasından ötürü çokça sinirliyim aslında. Orada hiç izlenmeyen yeni dizisi duruyorken kanalın hem de ama ne yapalım, karar alınmış bir kere. Bundan böyle pazar akşamları oturur izleriz biz de dizimizi. Özetsiz, mayıs sonuna dek... Salı akşamlarını anlamlı kılıyordu, bakalım pazar akşamlarını da kılacak mı. Çok korkuyorum, bunun sadece gaz alma kararı çıkmasından zira. Her ne kadar ortada kesin bir tarih dolanıyor ve 'Bahar Sürprizi' diye yaptıkları değişikliğe güzel bir kılıf bulmuş olsalar da. Bakalım, neler olacak sonunda...

15 Mart 2017 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Gerim gerim gerilmek...


Sizin hiç bir çocuk şarkısı dinlerken gözünüz doldu mu? Benim bu bölüm, Bayram Cevher'in ağzından Kırmızı Balık'ı dinlerken doldu. Bir insanın nasıl bu kadar mükemmel performans çıkartabileceğine olan şaşkınlığımla birlikte hem de... Dizi değil de, gerçekmişçesine izlediğimiz buhranın gölgesinde bir bölümü daha devirdik. Ne zamana kadar Cem'in kahrını çekeceğiz bilemiyorum ama nefes alamayacak raddeye geldiğim kesin...

1 Mart 2017 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Artık affetsen diyorum...


Hani bir kap dolusu çekirdek yersin, çok lezzetlidir, dilin damağın bayram eder de kapta kalan son çekirdek bozuk çıkar ve tüm zevkin kaçar ya; hah o işte Hayat Şarkısı'nda Cem'den başkası değil!.. O kadar mükemmel, o kadar şahane bir bölüm izlerken tüm saçmalıkları ve gereksizliğiyle karşımıza çıktığı anda sinirlerim zıpladı. Keyfim de tamamen kaçtı. Gerçekten artık Cem'den de, onun saçma sapan nefretinden de, oyunlarından da, dümenlerinden de, tezgahlarından da çok sıkıldım ve açık söyleyeyim, zap yapmak istiyorum...

22 Şubat 2017 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Bir anlamı olmalı...


Huzurun bir parçası olmak ne de zor. Huzura ulaşmak, huzura sahip olmak. Huzurla dolması içinin, ne kadar da güç. İnsan huzur ararken, mutsuzluğun kucağına ne kadar da çok düşüyor. Ne kadar üşüyor orada, ne kadar titriyor. Huzuru bulduğunu sanması var bir de, en çok da sonradan canını o acıtıyor. Zira yıkımı daha büyük oluyor. Bir de huzuru elinin tersiyle itenler var. Azimle ve kararlılıkla ardında bırakmaya çalışanlar. Yıllarca o 'huzur' için mücadele etmişken, şimdi birden o huzura sırt çevirenler var. Hülya gibi mesela... Tamam, başta ben de kendisine hak verdim. Ben de dik duruşuna hayran oldum ve gözüm kapalı Kerim'i suçladım. Ama bir yerden sonrası artık lüzumsuzluğun öte tarafına geçti. Lüzumsuz kere lüzumsuzdu çünkü her biri!..

15 Şubat 2017 Çarşamba

Hayat Şarkısı: İnansanız iyiydi sanki?..


Öfkeyle kalkan, her zaman zararla oturur mu? Bilir mi sonunda yaptığının yanlış olabileceğini? Haksızken dahi, haklı olabilir mi peki? Öç almak için, gerçekten haklı olmak gerekmez mi? Sürekli başkalarından hesap soruyorken, dönüp de kendine "Neden yapıyorum ben bunları?" der mi? Demeli mi, dememeli mi? Cem gerçekten ne yapıyor şimdi? Biz neden onun lüzumsuz, gereksiz ve bir o kadar da can sıkıcı intikamına maruz kalıyoruz? Neden, haksız olduğunu ve hiçbir şekilde haklı görülmeyeceğini bile bile başkalarına acı çektirişini izliyoruz? Neden kimsenin aklına, kilit değiştirmek geliyor da evin girişine kamera taktırmak gelmiyor? Cevher ailesi bu yahu, Cem bela olmasa herhangi bir mevzu sebebiyle şehrin iti kopuğu da bela olabilir başlarına? Neden, bu kadar dikkatsiz bu Cevherler ve neden, Hülya sürekli ayak diretmekte?..

8 Şubat 2017 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Hatalardan ders çıkartmak çok mu zor?..


Hata yapmak insana mahsustur. Zira, hata yapmayan insan yoktur. Ama hatalarından ders çıkartmayan insan vardır. Yanlışlarını bildiği halde, düzeltmeyen insan. Nasıl düzlüğe çıkacağını bildiği halde, sadece yokuş tırmanmaya çalışan. Alttan almak yerine, daha çok diklenen. Gönül almak yerine, gönül kıran insan da vardır... Tıpkı Kerim gibi. Onca yaşanan, söylenen olayın ardından hâlâ ilk günkü gibi. Hâlâ savaş zırhlılarını kuşanmış bekliyor. Hâlâ alttan almamak için direniyor. Ve hâlâ kırıp, döküyor...

30 Haziran 2016 Perşembe

Hayat Şarkısı: Zifiri karanlık...


Zifiri bir karanlığın içerisinde yürürken, ne kadar dikkatli olabilir ki insan? Adım attığı her seferinde, başka bir kötülüğün içerisine sürüklenmez mi? O karanlığa gözleri alışsa dahi, tehlike peşini bırakır mı ki? Peki, kim garanti edebilir yeniden aydınlığa çıkmayı?.. Hülya çok büyük yanlışlar yaptı. Ama kabul edelim, kendi içinde de olsa çoğunun bedelini ödedi. Her güne yeni bir şokla uyanmak ya da günü şokla kapatmak adeti olmaya başladığı andaysa, karanlığının bir sonu olmadığı anlaşıldı. Ne kadar kaçmaya çalışırsa çalışsın, başına açtığı dertler peşini bırakmadı. Her an ensesinde korku saldıkları yetmezmiş gibi, bir de tek tek gün yüzüne çıkmaya başladılar. Ve onlar aydınlandıkça, Hülya daha derin bir karanlığa batmaya başladı...

27 Nisan 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Neden daha iyisi olmasın?..


Adım adım ilerleyen bir masalın ayak sesleri gibi, yaşadığımız hayat. Her günü başka yaşanmışlıklar, başka olaylar getiriyor beraberinde. Bazen mutluluğu, bazen de hüznü taşıyor kesesinde... Kötülükle de, iyilikle de karşılaşıyoruz. Çoğunlukla kötülükle boğuşuyoruz ama iyi zamanlarımızın kıymetini de bilmiyoruz. Gittiğinde de arkasından el sallamaktan başka bir çare gelmiyor elden... Hülya kötülüğün safında, çocukluk hayâllerini yaşatmak için durmuş birisiydi. Oradan ayrıldı ama başına gelenler, kendini kurtarmak için yeniden kötülüğe itmekteler onu. Lâkin, artık daha etkili kötülükler olsa nasıl olur?..