İnsan dediğin çoğu zaman düşündüklerini söyleyebilme cesaretine sahip değildir. Ya korkusundan ya da böyle olması gerektiğini düşündüğünden, sessiz kalmayı seçer. Ayakları geri geri gitse de, inatla hatalarına doğru adım atmaya devam eder. Mutluluk avuçlarının arasında bir gerçeğe dönüşebilecekken, kendisini hayâllerine hapseder. Aşkı iliklerine kadar hissetmek varken, kalp kırıp onun acısıyla yaşamayı seçer. Ama nereye kadar böyle yapar? Her güzel sahnenin sonunda hayâl çıkmasına, her söylenen güzel ve vurucu sözün içten gelmesine daha nereye kadar katlanacağız söyler misiniz? Buna yeterince doymadık mı gerçekten?..
23. Bölüm
Aslı da Ferhat da iyice alıştı içinden konuşmalara, hayâllerde mutlu olmalara. İnsan neden canının yandığını bile bile inadından vazgeçmez. Neden bu seferlik ben geri adım atayım, özür dileyeyim, yanlış yaptım demez; diyemez? Tamam Ferhat bir hata yaptı, baba olacağını öğrendiği ilk anda verdiği tepkiyle Aslı'yı çokça yaraladı ve geri adım da atmıyor. Peki Aslı, bebeğinin hatırına bu seferlik geri adım atamaz mı? Neden hep erkeklerden bekleniyor aşkta fedakârlık yapılması, bu sefer de Aslı yapsın. Hem Cem öldükten sonra çokça değişen, sürekli Ferhat'la karşı karşıya gelmeye uğraşan ve her durumda yollarını ayırmaya çalışan da o değil mi? Daha önce de demiştim, Ferhat ne kadar suçluysa Aslı da o kadar suçlu diye. Bunun azı çoğu, büyüğü küçüğü yok. Hata hatadır ve bir yerden sonra o hatadan dönülmesi de şarttır. Ben AsFer'i uçurumun kenarına son sürat gidiyorken izlemekten artık bir izleyici olarak çok yoruldum...
Onu anlamaya çalış, bunu anlamaya çalış; bize de yazık. Pinpon topu gibi bir o yana bir bu yana savrulup duruyoruz. Bir Aslı'ya hak veriyoruz, Ferhat'a kızıyoruz; bir Ferhat'a hak veriyoruz, Aslı'ya kızıyoruz. Resmen sonsuz bir döngüye hapsolmuş gibi dizi. İkisi de birbirinden inat iki aşığın, aşktan kaçma mücadelesinden başka bir şey izlemiyoruz... Aslı'nın bebeği aldırmamış olması güzel gelişme. Ferhat'a aldırmadığını söylememesinin bedeli de, tamamen bölüm sonunda izlediklerimiz oldu. Hem sevdiği kadını hem de doğmamış çocuğunu kaybeden kendince çirkin bir adamın, artık yaşamak için sebebi kalmamıştı ve ölse de pek âlâ olurdu. Şansımıza Yiğit de bu karanlık işin peşindeydi ve Ferhat'ın bir parçası olduğunu öğrenmesi, giriştiği tehlikeden onu kurtaracak yegane şey şu anda. Aslı'nın telefonunu açmayarak arabaya binip uzaklaşmaya çalışan abisini vurarak, ancak tehlikeden koruyabilir Yiğit. Kapanıştaki bir el silah sesi de bunun işareti gibi... Bu hem Ferhat'ın aklını başına getirir hem de belki Aslı'nın geri adım atmasını sağlar. Ayrıca o gerilimle amaçsız yeğeninin içine zehir zerk ettiği suyu içmemiş olur...
Dizi evreninde çok fazla intikam sebebi görüyoruz. Kimine ne kadar kızsak da hak veriyor, hak vermesek bile mantık zincirinde intikamını bir yere oturtmayı başarıyoruz. Üzgünüm ama ben Jülide'nin intikamına ne hak verebildim ne de mantık zincirinde bir yere oturtabildim. Anneannesi zamanında Aslı ve Cem küçük diye onları arkasında bırakıp, annesiyle evi terk ediyor ve günün sonunda bunun suçlusu Aslı ile Cem oluyor öyle mi? Güldürmeyin rica edeceğim. Neymiş, Cem annesinin mektuplarını okumamış ya da geri dönmemiş. Eee? Komadaki adamı zehir zerk edip öldürmek için yeterli bir sebep mi bu şimdi? Aslı'yı hedef tahtasındaki yeni isim yaparsın anlarım da, mesela o mektuplardan hiç haberi olmadığını öğrendiğinde geri adım atmasını da bilirsin. Bak kadının hiç haberi yokmuş dersin. Anneannen anneni aldı da gitti diye şimdi masum bir cenin neden ölümle burun buruna gelsin?..
Ayrıca o evi dağıtma, kendine zarar verip biri saldırmış süsü verme girişimini daha önce Ebru'da izlemiştik. Ama orada daha stabil bir intikam vardı ve oyuncu ne kadar yetersiz kalsa da, hak verebiliyorduk. Bu sefer hem oyuncu olabildiğince yetersiz hem de intikamının elle tutulur bir yanı yok. Umarım en kısa sürede, büyük bir zayiata yol açmadan kendisine güle güle deriz. Aslı ile Ferhat bölüm boyu toplam beş dakika dahi yan yana gelememiş, geldikleri kısıtlı zamanlarda da her an Aslı'nın tribini izlemişken; onlardan çalınan sahnelere bir de bu kızın konulmasından sonuna dek şikayet edeceğim. Üzgünüm ama gerçekten bir ara, "Biz ne izliyoruz?" dahi dedim...
Ferhat aşkı için bir adım atmaktan ya da fedakârlık yapıp geri adım atmaktan kaçınırken, Abidin'in aşkına nasıl sahip çıktığını izledik bir de bu bölüm. Beni en çok üzen şeylerden birisi de buydu. Ailenin neredeyse her ferdi için işe yaramaz olan o adam aşkına sıkı sıkıya sahip çıkarken; ailenin göz bebeği Ferhat, "Sıkıntı yok" dışında bir şey demez olmuş. Gel de üzülme... Abidin'i yürekten tebrik ediyorum, Gülsüm'ün de aklını başına almasını salık veriyorum. Öyle Cüneyt'e dair ikilemler yaşamaya falan başladı, bir silkelenip kendine gelse hiç fena olmaz. O hayırsız adam için ikilemde kaldığın değil dakikalara; saniyelere ve hatta saliselere yazık...
Yeter'in, İdil'e yaptığı kumpas tam da tahmin ettiğim gibi işe yaradı. İlk anda hiçbir etki göstermemiş gibiydi ama bu bölüm gördük ki Namık'ın siniri geçecek gibi değil. Tabii bu kendi kalesine atılacak gollerin de habercisi. Ona dair çok fazla şey biliyor İdil ve kaybedecek hiçbir şeyi yok. Hatta şu durumda ona bir şey olursa, malına mülküne konmak suretiyle çok şey de kazanacak. O yüzden Cüneyt'le iş birliği yapması sürpriz değil. Ama o malı mülkü Yeter'in ona yedirmemesi için, yeni yollar bulması gerektiği açık. Benim Yeterim yesin o yiyeceğine, Namık'ın paralarını... Üzgünüm ama yeni rakipleri de düşünürsek, çok yetersiz bir bölümdü; her şeyiyle. Umarım gelecek hafta bu gerçeğin farkında bir bölümle karşımızda olur dizi. Siyah Beyaz Aşk'ı izlemekten büyük bit keyif alıyorum ve tek derdim de, daha iyi oranlar alacak kusursuzlukta olması. Yoksa o bitmek tükenmek bilmeyen iç sesleri ve hayâlleri bile övecek bir şey rahatlıkla bulabilirim. Ama niyetim daha çok okunmak için yırtınmak değil, gerçekleri yazarak dizimizin daha iyi yerlerde olması gerektiğini hatırlatmak. Ben işte bunun cesaretini, sonuna kadar göstereceğim...
Beklenen Kral
Sadece Abidin'in sahneleri güzeldi. Yeni gelen kız çok itici. Cüneyt sevimli en azından. İdil güzel. Bu kız ne sevimli ne güzel. Azad Babayı da çok az gördük .
YanıtlaSiliki bölümdür yokuş aşağı gidiyoruz. #AsFer i yanyana görmeyi bile özler hale geldik. jülide ile ilgili yazdıklarınıza yürekten katılıyorum. bölümde hatta dizide tutarlı olan bir tek abidin kaldı. ha! pardon bir de handan hanim🤣😂 ferhat'ın kac bölümdür azad ile alakası kalmadı. oysa jülide yetersizi yerine ayhan-azad cephesinde daha guzel hikayeler izleyebilirdik.
YanıtlaSil