Beklenen Kral
Birkan Sokullu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Birkan Sokullu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Kasım 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Sıradaki?!


Bir bilinmezlik hâli sarmışsa dört bir yanını, çıkar yol bulmak her geçen an daha da zorlaşır. Ne yapsan elinde kalan hayat için, ne kadar daha uğraşılır?.. Hülya'nın, ne yapsa elinde kalıyor gerçekten hayat. Hep bir şekilde tökezliyor ve yeniden ayağa kalkma mücadelesini izliyoruz. Her kazandım sandığında, başka bir yenilginin hazırlanışını görüyoruz. Sanırım böyle de sürmeye devam edecek. Evet, en sonunda hep kazanıyor ama bedel de ödemiyor diyemeyiz herhalde bunca ızdırabın sonrasında?..

16 Kasım 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: İnsan kendi topuğuna sıkar mı?..


Kafanın dikine gitmek her zaman için kötü bir yola varmak olmayacağı gibi, sonunda iyi yola ulaştıracağının da garantisi yoktur. Bir bilinmezliğin içerisindesindir ve o an belirler her şeyi. Bir anlık hataya düşersen geri de dönemezsin. Zira, katettiğin yol karanlığa çoktan gömülmüştür. Yani artık vazgeçemezsin; tebrikler. O bilinmezliğin mahkumu haline geldin... Nilay ve Zeynep için başının dikine gitmek sıradan bir olay. Hayat Şarkısı'nı genel olarak düşündüğümüzde böyle çok karakter var, başta da Hülya ama şuan konumuz; bu iki yılan...

9 Kasım 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Huzur istersin ama sana kalan sadece hüzün olur...


Huzur istersin bazen. Düşünmeden geçirmek dakikaları, saatlerini. Bir daha hiç elde edemeyeceğin bir tepkiymişçesine korkmadan, sadece gülmek istersin. Hemen ardından bir felaket gelecek diye endişelenmeden, mutlu olmak. Sadece, hayatın olağan akışına ayak uydurmak istersin. Sadece nefes almak, sadece oturmak, sadece yaşamak. Başarabilir misin muâllak. Ancak, her sabah güneş kara bulutlar ardında saklansa bile yeniden doğar. İçini ısıtmasa bile, ışığını saçar... Kötü dönemlerden geçebiliyoruz. Üstesinden gelemeyeceğimizi düşündüğümüz, pes etme noktasına geldiğimiz, hatta nefes alamıyor gibi hissettiğimiz dönemlerden... Tıpkı Hülya, tıpkı Melek, tıpkı Hüseyin gibi... Hep bir çıkmaz sokak karşılarında tam dibine ulaşmalarını bekliyor. Hülya şanslı, duvarları aşmayı başarabilir. Peki ya, Hüseyin ve Melek? Duvarı aşabilecek kadar şanslı mı?..

2 Kasım 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Mutlu mutsuz...


İnsana mutlu olmak için zaman dahi vermiyor bazen kader. İçerisine çekildiğin gerçekler hep başka bir yaranı kanatıyor ve acının gölgesinde yaşıyorsun. Mutluluk belki bu yaranın açılmasında saklı ama yaşadıklarından öylesine canın yanmıştır ki, bir daha hiç nefes alamayacakmışsın gibi hissediyorsun... Hülya için çocuk meselesi tam bir çok bilinmeyenli denkleme döndü. Ne yaparsa yapsın içerisinden çıkamadığı bir hâl aldı ayrıca. Ve şimdi başka bir çocuk meselesi kapısını aşındırmakta. Hem de acısı en derininde saklı olanını...

26 Ekim 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Beklentiler...


İnsanı en çok beklentileri yaralar. Zira beklentilerin gerçekleşsin diye beklerken elindekinin de kıymetini bilmez olursun. Yetinemediklerin daha sonra, pişmanlıklarına dönüşür ve yine bir beklenti içerisine gömülürsün. Bu bir döngü halini aldıktan sonraysa, çıkmaz sokağın başına gelmişsin demektir. Beklentilerin uzunca bir duvardır artık, aşsan aşamazsın; dönmeye kalksan geride bıraktığın her şeyi beklentilerin uğruna harcamışsın... Hülya da beklentilerinden çok çekti. Yokluk içerisinde geçmiş bir çocukluk, genç yaşında anne olmanın yükü ve çocuğunu kucağına alamadan kaybetmiş olmanın acısı. Bunlar iyi bir hayata ulaşmanın beklentileriyle başına gelenlerdi. O çıkmaz sokağa denk gelmişti yani. Ama şanslıydı, çocukluğunda tutunduğu aşk daha sonra yüzüne güldü. Allem etti kallem etti, bin bir kötülük yaptı ve o duvarı aştı. Bir daha çocuğu olamazdı, Mehmet'e tutundu. Onu kaybetme ihtimali ölümle eş oldu. Yaptığı her kötülüğün ızdırabını da çekti ve o olmayacak denen çocuk da bu sefer onun karnına tutundu...

19 Ekim 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Anneliğin kaybetmekle imtihanı...


Anneliğin insana yüklediği misyon bambaşka olmalı. Bir erkek gözüyle, bu duyguyu anlamak çok zor. Ama tahmin edilebilir. Kendini ikinci plâna attığın bir dünyanın kapısı açılır sana. Kendinden çok çocuğun için yaşarsın. Kendinden çok onun için uğraşırsın. Daima kendinden ödün verirsin. Peki bir gün elinden almak isterlerse ne yaparsın?.. Annelik doğurmakla başlayan bir masal ancak, büyütürken verdiğin tüm emekler bir bütün kılıyor bu masalı. Sadece doğurmakla bitmiyor yani mesele, onun için ne fedakarlıklar yaptığın önemli olan. Hangi taşın altına elini koyduğun, hangi çıkmaz sokakta yolunu aydınlattığın onunla arandaki bağı kuran. Doğururken başkasına satmak için para pazarlığı yapmışken, aradan biraz zaman geçince ideal anne olunuyor mu gerçekten?..

12 Ekim 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Aile kalmak istemenin bedeli...


Bazen göze aldığımız şeylerin bizi nasıl bir felakete sürükleyeceğini kestiremeyiz. Gözümüz kararır ve düşünmeden hareket ediveririz. Sona erdiğindeyse, geç olduğunu anlar; bu sefer de her şeyi tersine çevirmeyi isteriz... Bizler sürekli hata yaparız ama bazı hatalar vardır ki, asla geri dönüşü yoktur. Olmuş, bitmiştir. Her yer çoktan yanmış, küle dönmüştür. Ne zamanı geri alabilirsin ne de olanı düzeltebilirsin... Hülya'nın birkaç bölümdür dilindeydi zaten 'öldürmek' fikri. Kurtuluşun en güzeli bu olabilirdi. Lâkin böylesi, olabilecek en kötü fikirdi...

5 Ekim 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Aklında ne var Hülya Cevher?


Ne kadar mantıklı mazeretlerimiz olsa da, yaptığımız hataların bedelini bir şekilde ödüyoruz. Ya fikren, ya ruhen ya da bilfiil acı çekerek. Bunlardan ders çıkartabilirsek, ne alâ. Çıkartmaz ve aynı şekilde hareket edersek, her şey daha da dramatikleşiyor ister istemez. Eğer iyi bir plânla yola çıkmadıysan özellikle de. Zira bir yerden sonra tepetaklak oluveriyorsun... Hülya kafasında aynı anda birbirine kuyruğu değmeyen kırk tilki dolaştırma potansiyeline sahip bir karakter. Sanki bir plân kurmuş gibi geldi ama ya kurmadıysa? İşte o zaman yandı...

28 Eylül 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Aşktan pişmanlık duymak...


İnandığın şeyler uğruna mücadele ediyor olmanın verdiği mutluluk, kaybedeceklerinin hesabını yapmana her zaman engel olur. Zira inandığının sana verdiği o mutluluk, bambaşkadır ve bir şekilde çıkar yol bulabileceğine inanırsın. Olmadı birileri yardım eder, düzlüğe çıkarsın. Günün sonunda kaybeden olsan bile pişmanlık duymaman da ayrıca önemlidir. Zira inancın da her şeyden önemlidir... Burada o inanç, Hülya'nın çocukluğundan beri kalbinde taşıdığı aşk. Geri kalan her şeyse, o aşk uğruna yaptığı yanlışlar. O zaman kolay gelen her şey, şimdi başka bir zorluğu beraberinde getiriyor. Peki pişmanlık duyar mı Hülya? Asla, yine olsa yine yapar her birini...

21 Eylül 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Büyüksün Bayram Cevher!


İnsan bazen gittiği yolda tehlikenin tam kalbindedir. Birçok adım atmıştır ve her biri başka bir felaketin başlangıcı olmuştur çünkü. İlerledikçe o yol bataklığa dönüşmeye başlamıştır, hatta. Artık felaketler öyle bir boyut almıştır ki; içine çekmektedir kendisini. Batmamak için mücadele eder ama nereye kadar etsin? Mücadeleyi bırakır, bu sefer de bataklık almaz içine. Ne yapacağını bilemez halde öylece beklerken, bir el uzanır. Hiç ummadığı, hiç beklemediği bir yerden hem de. Kurtuluşudur, o el. Aydınlığın habercisidir. Bataklıktan çıkmanın, gerisin geriye dönüp her bir felaketi onarmanın formülüdür. Çünkü gerçekten sevmiştir seni; tıpkı kızı gibi... Hülya için geçtiğimiz sezon  sonu büyük bir kaosu resmetmekteydi. Öyle bir bölüm izlemiştik ki, bu sezon boyunca sürekli içimizi yakan bir Hülya izleyeceğiz gibi gelmişti. Ama yeni sezon başladı ve Bayram sayesinde hiçbir şeyin aslında düşündüğümüz gibi olmayacağı kısa sürede anlaşıldı...

30 Haziran 2016 Perşembe

Hayat Şarkısı: Zifiri karanlık...


Zifiri bir karanlığın içerisinde yürürken, ne kadar dikkatli olabilir ki insan? Adım attığı her seferinde, başka bir kötülüğün içerisine sürüklenmez mi? O karanlığa gözleri alışsa dahi, tehlike peşini bırakır mı ki? Peki, kim garanti edebilir yeniden aydınlığa çıkmayı?.. Hülya çok büyük yanlışlar yaptı. Ama kabul edelim, kendi içinde de olsa çoğunun bedelini ödedi. Her güne yeni bir şokla uyanmak ya da günü şokla kapatmak adeti olmaya başladığı andaysa, karanlığının bir sonu olmadığı anlaşıldı. Ne kadar kaçmaya çalışırsa çalışsın, başına açtığı dertler peşini bırakmadı. Her an ensesinde korku saldıkları yetmezmiş gibi, bir de tek tek gün yüzüne çıkmaya başladılar. Ve onlar aydınlandıkça, Hülya daha derin bir karanlığa batmaya başladı...

22 Haziran 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Hülya korkma, titre...


İnsan sonunda dar ağacına gideceğini bildiği halde, neden hep kötülük yapar? Nedir bu motivasyonun sebebi? Kazanmanın türlü türlü yolları varken, neden en pisi? İnsanları anlamak güç. Yaptıkları her şeye anlam yüklemek de biraz vakit israfı. Ama tek bir gerçek var; o da kötülüğün bir sonu olmadığı... Kazansa, aldığı hazla kötülük yapar. Kaybetse, kazanmak için. Bir insan kötü olmayı seçtiyse, her şey bahanesidir artık...

15 Haziran 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Gelecek oldukça karanlık gibi...


Yanlışlar yapmak insana dair. Ancak yaptığın yanlışlardan ders almamak ve bu yanlışları bir de lehine kullanmaya çalışmak, büyük aymazlık. Cem'in tam bir şerefsiz olduğunu zaten uzun zamandır biliyorduk ama bu bölüm bambaşka bir çeşit hayvan olduğunu öğrendik. Ve cezası da Hüseyin tarafından enfes bir şekilde verildi. Peki bundan ders alır mı? Elbette asla...

8 Haziran 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Gerçek sanılan yalanlar...


Sonuçta her şey insanlar için. Kazanmak da, kaybetmek de. Gülmek de, ağlamak da. Güvenmek de, güvenilmez olmak da... Şimdiye kadar bildiğin tüm gerçeklerinin yalan olduğunu öğrendiğin bir kişiye karşı ne kadar sakin kalınabilirse o kadar sakin kaldı aslında Hüseyin. Büyük bir tepki göstermedi. Bağırmadı, çağırmadı. Elinden tutup kapıya koymadı Hülya'yı. Ama derler ya, "Bir baktı ki, çekse vursa canım daha az acırdı" diye; aynen öyle oldu. Hüseyin hiçbir şey yapmadı ama bölüm boyunca öyle nefretle baktı ki, binlerce şey yapmasına bedeldi her biri...

1 Haziran 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Rus ruleti


Bir adım sonrasını düşünmek bazen cesaret ister. Zira atacağın adımın zararını da, sana dokunacak yaranı da ölçüp tartmışsındır. Düşünmeden hareket etmek ise tam bir Rus ruleti. Ya şansın vardır ya da yoktur. Yüzmeyi bilmediğin halde okyanusun tam ortasına düşmüş gibi kalakalırsın öyle. Kazandım zannetsen bile, aslında sadece geçici bir zaferdir seninki. Elbet hakkı olana teslim olunur, hak ettiği...

25 Mayıs 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Dibe vurmak...


Kazanmanın yolu, bazen kaybetmekten geçer. Zira en dibe vurduğunda yukarıya çıkması daha kolay ve hızlı olur. Elde edebildiklerin artık daha değerlidir. Kat ettiğin mesafe kadar çok şey borçlusundur kendine ve artık eski hatalarını yapmaman gerekir. Önüne çıkan her engelde de ardında bıraktıklarından ders alman şarttır. Tıpkı bundan sonra Hülya'nın yapması gerektiği gibi...

18 Mayıs 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: İyi olmak için çaba sarf etmek


İki haftalık bir aradan sonra yeniden Hayat Şarkısı yazıyor olmak, hoş. Bir noktada tamamen bırakmayı da düşünmedim değil ama hikâyeye yeniden inanmak ve bir köşesinden tutunmak için verilen güçlü sebepleri görmezden gelemezdim. Hülya yine başına gelenlerden birer birer kurtuluyor lâkin, bu saatten sonra daha sancılı kötülüklerin onu beklediği kesin. Sadece bu da değil, artık kötülük her yerde kol geziyor ve Cevher ailesinin bu yoldaki macerası, kendini oldukça merak ettiriyor...

27 Nisan 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Neden daha iyisi olmasın?..


Adım adım ilerleyen bir masalın ayak sesleri gibi, yaşadığımız hayat. Her günü başka yaşanmışlıklar, başka olaylar getiriyor beraberinde. Bazen mutluluğu, bazen de hüznü taşıyor kesesinde... Kötülükle de, iyilikle de karşılaşıyoruz. Çoğunlukla kötülükle boğuşuyoruz ama iyi zamanlarımızın kıymetini de bilmiyoruz. Gittiğinde de arkasından el sallamaktan başka bir çare gelmiyor elden... Hülya kötülüğün safında, çocukluk hayâllerini yaşatmak için durmuş birisiydi. Oradan ayrıldı ama başına gelenler, kendini kurtarmak için yeniden kötülüğe itmekteler onu. Lâkin, artık daha etkili kötülükler olsa nasıl olur?..

20 Nisan 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Duvarlar...


Kazanmak için ne kadar mücadele edersen et, kaybetmenin eşiğindeysen değişen pek bir şey olmuyor. Ne kadar zafer kazanmış olursan ol, yine yeni yeniden her şey başa dönüyor... Hülya için de durum tamamen bundan ibaret. Ne yaparsa yapsın, yeni bir belanın kapısının aralanmasını engelleyemiyor. Bir savaştan daha yeni çıkmışken, başka bir savaşın içerisinde buluyor kendini aniden. Ve ister istemez sabrı da tükeniyor...

13 Nisan 2016 Çarşamba

Hayat Şarkısı: Bir mücadele hali


Mutlu olmak gerçekten bu kadar zor mu?.. İnsanın attığı her adımda önünde başka bir engel mi belirmeli? Güldüğü her seferinde, ağlamasına zemin hazırlayan bir felaketin temelleri mi atılmalı? Aşık olmamalı mı? Sevmemeli mi?.. Birçok soru işareti dönüyordu bölüm boyunca Hayat Şarkısı'nda. Güldük, eğlendik, çokça da keyiflendik ama hiçbir şey bu kadarla sınırlı değildi...