Beklenen Kral
Kanal D etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kanal D etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Şubat 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Bu savaşın mağlup aşıkları...


Karakter dediğin çok önemli bir gereklilik, insan dediğimiz varlıkta. Neyi nasıl yaptığımızın, nasıl davrandığımızın, hareket ettiğimizin ve tepkilerimizin tamamını o belirler zira. Yüzümüze maske takabiliriz belki ama karakterimizi saklayamayız. İster istemez dökülür dilimizden her konuda gerçek düşüncelerimiz, hareketlerimize yansır gerçek tavrımız. Sonra bir bakmışsın, yapayalnızsın. Ölüme bir karış mesafede, hâlâ başkalarının kuyusunu kazmaktasın. Sen karaktersiz bir vatan hainisin Dağıstanlı ve hep öyle anılacaksın...

13 Şubat 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Ferhat'ın kalesi artık tam anlamıyla Aslı'nın...


İnsanın hayatı boyunca zor zamanlar geçirdiği anlar elbet olur. Üstesinden kolayca gelebileceği ya da bir daha hiç eskisi gibi olamayacağını düşündüğü şeyler yaşar. Bazen gerçekten zordur da; eskisi gibi olmak, eskiden olduğu gibi düşünebilmek. Nereye kadar mücadele edebilirsin ki zaten, başına gelen felaketlerle. Bir yerden sonra ister istemez pes etmiş bulursun kendini. Ama eskisi gibi olmak ne kadar zorsa, bu yola baş koyduğunda üstesinden gelmek de o kadar kolay. Hele de yanında elinden sıkı sıkıya tutan ve seni her durumda desteklediğini bildiğin biri varsa. İşte tam da bundan Ferhat çok şanslı. Aslı onun sadece aşık olduğu kadın değil, aynı zamanda geçmişin acılarını bir bir yok eden ilacı...

9 Şubat 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Bize eski Hilalimizi geri verin...


Hayâl etmeyi ne çok severiz, ne çok isteriz ulaşmak istediklerimizle aramızdaki mesafeleri bir anlık da olsa aşmayı. Sanki o an'daymış gibi yaşamayı, düşünmeyi, artık bambaşka bir dünyaya aitmiş gibi hissetmeyi. Ne çok arzularız her şeyin hayâllerimizdeki gibi kalmasını, daima mutlu ve emellerine ulaşmış olmayı. Ama ne çok hayâl kırıklığı da yaşarız, ne çok yanar canımız. Hayâllerin hükmü ne azdır gerçeklere... Sorarım size, ne zaman ulaşacağız hayâllerimize? Ne zaman mutlu göreceğiz, Leon'la Hilalimizi? Görebilecek miyiz ya da? Birbirlerinin elini korkusuzca tutup mücadele verdiklerine şahit olacak mıyız? Yoksa hep bir arada oldukları anları mı kovalayacağız? Peki, sonunda yakalayabilir miyiz gerçekten?..

6 Şubat 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Çay soğudu Ferhat, Aslı da yoruldu...


İnsan yaptıklarının bedelini bir şekilde ödüyor. Kimsenin hakkı da ahı da kimsede kalmıyor. Mutluluk için çaba sarf edenle, mutsuzluğa kucak açan arasındaki fark kadar keskin; ektiğini biçme hızı. Gün geliyor, rüzgar tersten esmeye başlıyor. Sen, onca mücadeleyi görmezden gelirken şimdi kendini bir anda kucak açtığın o mutsuzlukla baş başa buluyorsun... Çay soğudu Ferhat, Aslı da yoruldu. Her ne kadar bu kaçak dövüş halinden çokça sıkılmış olsam da, bu dersi hak etmediğini söyleyemem...

2 Şubat 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Artık resmi bir evlilik gerekmiyor mu sizce de?..


İnsan ne çok fedakârlıklar yapmak zorunda kalıyor hayatı boyunca, ne zor mücadeleler verirken buluyor kendisini. İstesin ya da istemesin fark etmez, ne çok sınanıyor. Ne çok yanıyor kalbi... Herkesin sınavı başka, herkesin savaşı da başka. İçinde olduğun durum, tuttuğun taraf, baktığın açı bile her şeyi değiştirmeye yeter de artar. Gerçek bir savaş dönemindeysen eğer, tamamen değişir her şey. Sen, ayak uydurabilirsen ayakta kalabilirsin ancak. Ya uyduramazsan? Büyük bir bilinmezlik... Azize hayatının en zorlu mücadelesini verdi. Şükür ki güçlü bir kişiliğe sahipti ve direndi, ayak uydurdu. Tüm mücadelesinin karşılıksız olduğunu düşündüğü o anda ise, karşısında ömrünü adadığı adamı buldu. Değmişti yani her şeye, artık özgürdü...

30 Ocak 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Bu yanlışı nereye kadar sürdüreceksin Ferhat?..


İnsan yapamadıklarından ama en çok da söyleyemediklerinden pişmanlık duyar. Arkasına dönüp baktığında yüzüne çarpanların büyük kısmı da bu olur zira. Aklının köşesinde hep bir, "Keşke" taşır. O 'keşke'den sonrasını hayâl etmeyi de ihmal etmez. İyi ya da kötü, ne yaşamış olursa olsun; insanın hayatı hep keşkelerle doludur. Ve o boşluğu doldurmanın bir yolu olmadığı için tek çare, inat etmemek değil de nedir? İnsanın sevdiği vede sevildiği birinden kendini uzak tutması nasıl bir çözüm olabilir? Bu ceza değil midir? Aceleci davranmanın, olmadık bir çabayla bir hiçliğe sürüklenmenin nesi insana iyi gelir? "Sevmek, gerekirse sevdiğin için kendinden vazgeçmektir" demişler ama sen sadece kendinden değil, Aslı'dan da vazgeçiyorsun Ferhat. Dön artık yanlışından...

26 Ocak 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Hayatımızdan bir Tevfik geçti, üzdü de gitti...


Kötüleri sevmek zordur. Onlarla empati yapabilmek, yaptıklarını desteklemesen bile varlığına tahammül etmek; çok zordur. Derdinin tasasının senin keyif sebebin olduğunu bildiğin bir karakterin kötülükler yapmasını izlemek de işkencedir biliyorsunuz. O andan itibaren terazi senin aleyhine işler çünkü. İzlediklerinden afakanlar basar ama hiçbir çare bulamazsın derdine. Final gelecek de, kötü cezasını bulacak. Yaptıklarının bedelini ödeyecek ve nalları dikecek. Ölme eşeğim, ölme... Bu genel kanıyı yıkmak ne kadar zorsa, kendini sevdiren bir kötünün ölümüne üzülmek de o kadar kolay. İçinin cız etmesi hele, en kolayı. Zira kötülük bir ruh hali yansıması, o kötüyü kendinden bir şeyler katarak canlandırmaksa sevginin anahtarıdır. Şerefsiz Tevfik'i bu kadar sevdiysek eğer, sebebi yazılandan ziyade Onur Saylak'ın mükemmel performansıdır...

23 Ocak 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: AsFer harcanmayı hak etmiyor...


İnsan aşk için nereye kadar mücadele edebilir? Ne zamana kadar bekler, amansızca ve çaresizce? Niye görülmez ki mücadelesi? Neden beklediğine hiçbir zaman değmez? Kırılan kalbini her daim onarabilir mi? Sonsuza dek süren bir aşk, gerçekten olabilir mi? Yoksa, insan elbet pes mi eder? Ne yaparsa yapsın bir karşılığı yoksa, sonunda kendi içine mi döner? Gözlerinin içine baktığında taştan bir duvar varsa peki? Söyleyin, Aslı derdine çare bulabilecek mi?..

19 Ocak 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Hangi masaldan fırlayıp geldin sen Leon?..


İnsanoğlu değişebilir mi? Olduğundan farklı birine dönmesi için, başından neler geçmesi gerekli? Nasıl bir değişim olmalı ki, kendisi de kârlı çıkmalı sonunda? Değiştiğini söylerken içerisine gömüldüğü yalan, hiç mi fayda etmez mesela? Bir şeyi kırk kere dersen olur mâlum, diye diye de mi değişmez ki?.. Soru çok, cevap Tevfik söz konusu olduğundaysa tek; değişen tek şey, çıkarları olabilir. Bu ona yakışıyor mu? Ne yalan söyleyelim, biz onu zaten şerefsiz sevdik. Bu saatten sonra şerefli olsa, biraz garipserdik...

18 Ocak 2018 Perşembe

Meryem: Mutlu kalmayı beceremeyen bir #SavMer...


İnsanoğlu hep bir şeylerin plânını yapar. Zengin olmanın, iyi bir kariyer yapmanın, başarılı olmanın, ev almanın, emekli olduğunda Bodrum'a taşınmanın vs... Hayatlarımız şanslı bir kesim hariç, hep dik bir yokuşu tırmanmak kadar zorlu olduğu için ister istemez kendine bir hedef koyman ve o hedefte ilerlemen gerekmekte çünkü. Nasıl ilerlediğin, hangi yollara başvurduğun da kimsenin pek umurunda olmaz. Nihayetinde herkes sonuca bakar. Buraya kadar her şey yolunda ama sadece iyilik için plân yapan çıkmaz ki şu hayatta. Gidiş yoluna bakılmadığından, aynı yolla kötülükler yapmak da revaçta. Ama bu şekilde zafere ulaşmak, hiç mi rahatsız etmez insanı merak ediyorum. O kötü plânları bir bir uygularken hiç mi "Ben ne yapıyorum?" demez?.. Oktay'ın sınırı çizilmemiş kötülüklerinin bir sonu olmayacak mı gerçekten?..

16 Ocak 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Sırada kaç farklı Ferhat daha var acaba?




Altından kalkması güç bir hayatınız varsa, geçmişe; her şeyin daha az çetrefilli olduğu zamanlara gitmek isteyebilirsiniz. Zaten kim, derdinin tasasının olmadığı anı arzulamaz ki zora girdiğinde? Kim geçmişe sığınmakta bulmaz çareyi?.. Ama çözüm başlı başına geçmişe dönmekte mi, bir düşünmek lazım. Bugüne ayak uydurabileceğin, hatta geçmişten daha mutlu olabileceğin bir yol var ve sen o yola inatla adım atmak istemiyorsan hata kimde peki? Eskiye sığınan sende mi, yoksa aklında kurduğun olmadık şeylerde mi? Ferhat, aşk gözünü korkutmuş olabilir ama Aslı'yı örselemek buna çare mi?..

12 Ocak 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Baskın basanın, aşk ona inananlarındır...


Bozuk bir zihinle yola çıkıyorsan eğer, eninde sonunda varacağın yer kendi karanlık dehlizin olur. Yaptıklarına ne kadar anlam yüklersen yükle, gerekirse bir ülkenin kurtuluşunu sağlayanlardan olacağını düşün; fark etmez. Eğer bir gün taktığın maskeden sıkılırsan, gerçek kendini bulman ve olası sona yürümen çok da imkansız değil. Güç, insanın en büyük zehridir. Tadına bir kere baktın mı, yola çıkma amacından sapmaya çok yaklaşmışsın demektir. Eğer davanda gerçekten dürüstsen, seni hiçbir şeyin değiştiremediği gibi güç de değiştiremez. Yok, o davayı bir şeyler için araç olsun diye ya da birine kendini ispat için üzerine giydiysen geçmiş olsun. Dağıstanlı, olsun mu?..

11 Ocak 2018 Perşembe

Meryem: SavMer'in senaristle imtihanı...


Sevmek hiçbir zaman tek başına yeterli değildir. Anlayışlı olmak da gerekir, ön yargı taşımaksızın karşındakini dinleyebilmek de. Zira kestirip atmadan, neyin ne olduğunu sorup ona göre hareket etmek en önemlisidir... Bazen kendinden pay dahi çıkartman gerekir. Zira sevgi, empatiyi her daim tetikler. Körü körüne bağlılık değil kastettiğim ama mesela ilk yanlışta hemen duvarlar örmektense kendini yerine koysan, çıkabilirsin belki de işin içinden kolayca. Bir dosya, saklanmış tek bir gerçek bahane olmamalı aşkının yüzüne kapılar örtmek için. Meryem, "Neden?" diye sormayıp da çekip gitmen nedendir söyler misin?..

9 Ocak 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Hayâllerden, halvete...


Hayâl etmeyen insan yoktur. Sizi erişemeyeceğiniz dünyaların içerisine sürükleyebilecek yegane şeyken hem de... Kim mutsuz olduğu durumdan uzaklaşmak için hayâle sığınmamıştır mesela? Kim, zor bir durumda kaldığında her şeyin kitlendiği o ana tekrar gidip "Keşke böyle olsaydı!" diye kafasında yeniden canlandırmamıştır? Bir şey icat etmek için dahi hayâl etmek gerekirken, aşkı inşa etmek için de gerekmez mi?.. Gerekir elbette. Hele de karşındakiyle aranda görünmez duvarlar varsa ve ne sen o duvarları aşabiliyor ne de karşındakinden aşmasını isteyebiliyorsan... Yalnız sorun şu ki, yalnızca hayâl ederek bir sonuca ulaşmak mümkün değil. Hayâlini gerçekleştirmek için çabalaman da gerek. Peki Aslı ile Ferhat artık aşkları için çabalar mı dersiniz?..

29 Aralık 2017 Cuma

Vatanım Sensin: Siz birbirinizi sevmek için yaratılmışsınız...


İyi olmanın suç olduğunu sizin de düşündüğünüz oluyor mu? Hem hayatımızda hem de izlediğimiz şeylerde daima iyilerin kaybetmesi, size de aynı şeyi hissettirmiyor mu? "Neden iyi olduğumda zarar göreceksem, kötü olmayayım ki?" noktasına gelmek sadece bir tercih mi? İyilik yaparken karşılığını göremeyecek olduğunu biliyor olmak peki? İnsan bir beklentiyle iyilik yapmaz elbette ama hep mi ters teper iyilikleri? Kalbinin kiri pası yüzüne yansımışlar kadar yok mu, iyinin kıymeti? Spiro gerçekten ölmeli miydi?..

28 Aralık 2017 Perşembe

Meryem: Aşk güzel şey, tabi yaşamana izin verildiğinde...


Bazen rotasız bir gemi içerisinde yolculuk yapıyor gibi hisseder insan kendini. Ne yaptığının farkındadır ne de yapmadıklarının. Ne olacağını bilmeden öylece yaşar hayatını. Nereye savrulacağını kestirmeden hareket eder. Sonunda istediği limana ulaşır mı bilinmez ama çokça zaman kaybeder... Burcu'nun bende bıraktığı etki de tamamen böyle. Sadece zaman aksın diye bir şeyler yapıyor sanki, yalnızca yaşamış olmak için yaşıyor gibi. O gemiye kaptan olmak isteyen, rotasını da kalbine çevirecek bir Güçlü var ama o da bazen Burcu'yu bilinmezlikten kurtaracağım diye yalnızca gemiye su aldırmakta...

26 Aralık 2017 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Aşktan kaçmak öyle kolay değil Ferhat...


Her şeyden vazgeçip gidebilmek gerçekten kolay mıdır? Arkanda sevdiğin herkesi bırakarak, bir daha dönmeme fikriyle gitmek mümkün müdür?.. Peki ya sevdiğini gönderebilmek? Arkasından göz yaşı dökmeden vedalaşmak nasıldır? Başkalarının mutluluğu için mutsuz olacakken, nasıl çekip gitmesine izin verir ki insan? Ani bir fren sesi gelmez mi, kolundan tutup da sevdiğine "Gitme!" diye haykırmaz mı gerçek bir aşık? Ferhat sen Namık böyle olsun istiyor diye, artık laf etmesin diye, kendini yeniden ona kanıtlayabil diye gerçekten gönderebilecek misin Aslı'yı sensizliğe? Hadi canım, inanmam...

22 Aralık 2017 Cuma

Vatanım Sensin: Orda, bir çift var uzakta... Unuttunuz galiba?


İnsan hayatına bazı yaşananların etkisi çok büyük olabiliyor. Mesela bir savaşın tam ortasındayken, mutlu bir hayat sürebilmenin çok da mümkünatı olmadığı mâlum. Tabii eğer düşman safında değilseniz... Bir de düşman safında olmak zorunda kalan ama eziyet edilen tarafla gönül bağı kurmayı başaranların olduğu bir kısım var. En çok derbeder olanlardan birisi de bu kısımda yer alanlar. Vicdanlarına binen yükse tarif edilemez. Zira birebir tüm eziyetlerin içerisinde yer alıyorlar. Atılan her adımdan esef duyuyorlar ancak kimseye karşı gelemiyorlar. Elbette bu durum sonsuza dek süremez, sürmüyor da. Haklı olan, ezilen ve örselenen için bir şeyler yapmak şart oluyor. Sonra seninle aynı düşünenleri bir araya toplamaya başlıyorsun. Ve başka bir mücadeleye adım atılıyor. Artık hem savaşıyorsun hem de savaş bitsin diye uğraşıyorsun. Pes edecek noktaya sürüklendiğin her seferinde, gözlerinin önüne deniz gibi masmavi iki göz geliyor; mücadelene yeniden sıkı sıkıya tutunuyorsun...

21 Aralık 2017 Perşembe

Meryem: Siz neden #SavMer'e kısacık mutluluğu bile çok görüyorsunuz?


Herkesin acısı kendine. Herkesin yanan kalbi de, öyle. Kimse kimse için bedel ödemek zorunda değil demiştim geçtiğimiz yorum yazımda, bu da aynı hesap bir yerde... Ancak şunu da unutmamak gerek, acılar paylaşıldıkça azalır. Yoksunluklar, sadece derman bulunduğunda giderilir. Yani evet, herkesin acısı kendinedir ama dinmesi için sevgi gerekir. Kimse acısının içerisine gömülerek çözüm yolu yaratamaz. Kimse, böyle mutluluğu yakalayamaz... Hangi karakter için yazdım peki bu giriş bölümünü? Okuduğunuzda gözünüzün önüne sadece bir tanesi gelmedi değil mi? Zira hem Burcu hem Meryem hem de Güçlü acılarının içerisine gömülmüş vaziyette yine...

19 Aralık 2017 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Aşka çoktan teslim olmuş iki zır deli...


İnsan müdahale edebildiği her şeyin üstesinden gelebilecek bir varlıktır. Bir şekilde çıkar yol yaratmakta da üstüne yoktur. Ne şekilde olursa olsun, çözüme ulaşmayı da başarır. Peki ya müdahale edemedikleriyle mücadele etmek konusunda nasıldır? Mani olamadığı, istese de sonlandıramayacağı bir şeyin mücadelesi zaten 1-0 yenik başlamaz mı? Neden kalbiyle savaşır ki insan, üstesinden gelemeyecekse? Kendini salsa, karanlık bir dehliz bile sonunda aydınlanmaz mı? Aslı, o canavara aşık olduğunu kabul etse; sizce de rahatlamaz mı?..