Beklenen Kral

2 Şubat 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Artık resmi bir evlilik gerekmiyor mu sizce de?..


İnsan ne çok fedakârlıklar yapmak zorunda kalıyor hayatı boyunca, ne zor mücadeleler verirken buluyor kendisini. İstesin ya da istemesin fark etmez, ne çok sınanıyor. Ne çok yanıyor kalbi... Herkesin sınavı başka, herkesin savaşı da başka. İçinde olduğun durum, tuttuğun taraf, baktığın açı bile her şeyi değiştirmeye yeter de artar. Gerçek bir savaş dönemindeysen eğer, tamamen değişir her şey. Sen, ayak uydurabilirsen ayakta kalabilirsin ancak. Ya uyduramazsan? Büyük bir bilinmezlik... Azize hayatının en zorlu mücadelesini verdi. Şükür ki güçlü bir kişiliğe sahipti ve direndi, ayak uydurdu. Tüm mücadelesinin karşılıksız olduğunu düşündüğü o anda ise, karşısında ömrünü adadığı adamı buldu. Değmişti yani her şeye, artık özgürdü...

31 Ocak 2018 Çarşamba

Ufak Tefek Cinayetler: Kaderden kaçamazsın da, Merve'nin şerrini ne yapacağız?..


Kader dediğimiz şeyin esiri olmadığınızı düşündüğünüz hiç oldu mu? Başınıza gelen kötü şeyleri onun üzerine yıkmak bir çeşit kurtuluş gibi değil mi sizin için de?.. "Kaderden kaçamazsın", çok sevdiğim bir dostumun sıkça sarf ettiği bir söz. Şahsen ben de zaman zaman aynısını düşünüyorum ama bazılarının kaderi alt etme gücü olduğuna da inanıyorum... Tabii kadere rest çekebilme gücüne sahip olduğunu düşündüğüm insanlara hayranlıkla baksam da, nereye kadar mücadele edebileceklerini sorgulamıyor değilim. Evet, gidişatı belirli süreliğine değiştirebilirsin. Lâkin, sonunda her şey yine kaderin istediği gibi gelişirse ne yaparsın? Merve bu sefer de, kaderi alt etmeyi başaracak mı?..

30 Ocak 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Bu yanlışı nereye kadar sürdüreceksin Ferhat?..


İnsan yapamadıklarından ama en çok da söyleyemediklerinden pişmanlık duyar. Arkasına dönüp baktığında yüzüne çarpanların büyük kısmı da bu olur zira. Aklının köşesinde hep bir, "Keşke" taşır. O 'keşke'den sonrasını hayâl etmeyi de ihmal etmez. İyi ya da kötü, ne yaşamış olursa olsun; insanın hayatı hep keşkelerle doludur. Ve o boşluğu doldurmanın bir yolu olmadığı için tek çare, inat etmemek değil de nedir? İnsanın sevdiği vede sevildiği birinden kendini uzak tutması nasıl bir çözüm olabilir? Bu ceza değil midir? Aceleci davranmanın, olmadık bir çabayla bir hiçliğe sürüklenmenin nesi insana iyi gelir? "Sevmek, gerekirse sevdiğin için kendinden vazgeçmektir" demişler ama sen sadece kendinden değil, Aslı'dan da vazgeçiyorsun Ferhat. Dön artık yanlışından...

29 Ocak 2018 Pazartesi

Ekrandan Haberler - 22-28 Ocak 2018


Haber Başlıkları
- Kalp Atışı (Final yaptı)
- Babamın Günahları (Final)
- Vatanım Sensin (Kadroda dev bir çukur)
- Fazilet Hanım ve Kızları (Kadroda yeni bir isim)
- Savaşçı (Kadroda yeni bir isim)
- Cennetin Gözyaşları (Letonya ve Litvanya'da)
- Jet Sosyete (İlk tanıtım yayınlandı)
- Masum Değiliz (İlk tanıtım yayınlandı, kadroda iki yeni isim)
- 8. Gün (Çekimlerine başlandı)
- Şahsiyet (Çekimlerine başlandı)
- Tehlikeli Karım (Erkek başrol belli oldu)
- İntiharcı (Kadroda yeni bir isim)
- Maral: En Güzel Hikayem (Meksika'da)
- Cebimdeki Yabancı (Vizyona giriyor)
- Arada (Afiş geldi)
- Direniş Karatay (Afiş geldi)
- Sosyetik Ev Kadınları (Başlama tarihi)

26 Ocak 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Hayatımızdan bir Tevfik geçti, üzdü de gitti...


Kötüleri sevmek zordur. Onlarla empati yapabilmek, yaptıklarını desteklemesen bile varlığına tahammül etmek; çok zordur. Derdinin tasasının senin keyif sebebin olduğunu bildiğin bir karakterin kötülükler yapmasını izlemek de işkencedir biliyorsunuz. O andan itibaren terazi senin aleyhine işler çünkü. İzlediklerinden afakanlar basar ama hiçbir çare bulamazsın derdine. Final gelecek de, kötü cezasını bulacak. Yaptıklarının bedelini ödeyecek ve nalları dikecek. Ölme eşeğim, ölme... Bu genel kanıyı yıkmak ne kadar zorsa, kendini sevdiren bir kötünün ölümüne üzülmek de o kadar kolay. İçinin cız etmesi hele, en kolayı. Zira kötülük bir ruh hali yansıması, o kötüyü kendinden bir şeyler katarak canlandırmaksa sevginin anahtarıdır. Şerefsiz Tevfik'i bu kadar sevdiysek eğer, sebebi yazılandan ziyade Onur Saylak'ın mükemmel performansıdır...