İlişki Durumu Karışık: Nereye kadar sürer ki bu saflık? - Beklenen Kral

26 Temmuz 2015 Pazar

İlişki Durumu Karışık: Nereye kadar sürer ki bu saflık?


Bu yaz dizilerinin ortak özelliği mâlumunuz, hepsinde mutlaka bir 'saf kadın' karakter olması. Karşısındaki erkek karakterin de güçlü, zengin, mevki sahibi ve herkesin aşık olduğu bir tip olması kaçınılmaz tabi. Ne yazık ki bu da sezonun kendi içerisindeki kısır döngüsü... Sezonun iddialı yapımlarından olan, reytinglerde aldığı birinciliklerle kanalını mutlu eden İlişki Durumu Karışık'ta da durum tamamen böyle. Ayşegül olabildiğince saf, Can ise bir güç timsali. Lakin diğer dizilerdekinden farklı olarak Ayşegül, saflıkta bir dünya markası...

Değil bu yazın, televizyon tarihinin en saf karakteri olabilir Ayşegül. Kandırılmalara doyamayan, sürekli ezilen ama her şeye iyi tarafından bakmaya çalışan bir Pollyanna. Onun da bir sınırının olduğunu dördüncü bölümde gördük ama öncesinde öyle şeylerin altına imza atıldı ki, kendini ispat etmesi biraz zaman alacak...


Annesi ve babasını kaybetmiş bir kimse olarak, her zaman kendisine sığınacak liman aramış Ayşegül. İnsanlara öylesine körü körüne bağlanmış ki, kötülüklerini gözüne gözüne de soksalar affetmeye olabildiğince meyilli. Tek arkadaşları olan Ece ile Efe de onun başına gelecek en büyük felaket olmuş. Birinci bölümden beri yapmadıkları haysiyetsizlik, şerefsizlik kalmadı. Kızı kandırdılar, önce evini satıp parasını çatır çatır yediler. Yetmedi adına kredi kartı çıkartıp, uçuk harcamalar yapmaya devam ettiler. Onun aracılığıyla buldukları evin kirasını ödemeyip, ev sahibiyle Ayşegül'ü yüz göz ettiler. Ayşegül'ün zengin bir oyuncuyla evlendiğini öğrendiklerinde, oynadıkları saklambacı bitirip gün yüzüne çıktılar ama sanmayın ki, bundan sonrasında iyilik yapar oldular... Yine bin bir şerefsizlik gırla... Bir de tüm bunların üzerine anne baba olacaklar. Böylelerini kısırlaştıracaksin ki, genleriyle kirletmesinler dünyayı...

Açık konuşayim mi?.. Ekranda görmeye katlanamadığım ikili Ece ile Efe. Zerre komik karakterler değiller, çekici yanları yok. Hikayenin birinci bölümünde ilerlemesini sağladılar ama bundan sonrasında bence onlara gerek yok. Menajerlik şirketi kurup, Can'ı kafalama niyetindeler şimdi de ancak, ona da Ayşegül'ün pabuç bırakmayacağını dördüncü bölümde anladık. İlk defa onları yerin dibine sokarak, kırılan gururunu biraz olsun onardı. Yalnız gelecek bölüm yine hiçbir şey olmamış gibi davranmasın rica edeceğim. İstikrarlı olsun davranışlarında. Zira Ece arayıp iki duygu sömürüsü yapsa, affedeceğinden eminim Ayşegül'ün anında...


Şimdi kabul etmek gerekir ki, Ayşegül'ü sevmemizi sağlayan ana sebeplerin başında saflığı geliyor. Her şeye olumlu bakmak için mücadele etmesi inanılmaz. Lakin bunlar hep kendisine zarar. Zira bunun diğer boyutu kullanılmak. Başına gelenler de bu gerçeği resmederken, Ayşegül'ün aklının artık yavaş yavaş başına geldiğini düşünmek istiyorum. Lütfen bundan sonrasında kendisini kullandırmasın. Höt höt olup haddini bildirdiğinde de gayet sevimli bir karakter olduğunu not düşmeme gerek yok sanıyorum?..


Tüm bunların yansıması olarak Can'la bir evlilik oyunu oynayan Ayşegül, saflığının bedelini ödüyor diyebiliriz. Evini geri alabilmek için bu evliliğe mecbur kalması, Can'la aralarında doğan aşkla başka bir boyuta taşınacak ama şimdilik her şey tam bir kaos durumunda... Zira Can'ın da az biraz Ayşegül'ün saflığından yararlanma eğiliminde olduğunu es geçemeyiz. Zaten bundan sebep, evlilik oyunu gündeme gelmedi mi?.. Elif'in kendisini köşeye sıkıştırması sonrası bir çıkar yol bulmak zorunda kalan Can'ın, yaptığı şey Ayşegül'ün saflığından ve içine düştüğü durumdan yararlanmak oldu. Yani Efe ile Ece suçlu da, Can masumlar masumu değil...


Birincisi Ayşegül'e olabildiğince kaba davranıyor. Karşısında bir çocuk varmış gibi hareket etmesi, sürekli onu yerin dibine sokuyor olması rahatsız edici. Evindeki bir atıl eşya gibi davranması ise ikinci rahatsız eden konu. Her sinirlendiğinde eline bavulunu verip kapının önüne koymasına hiç değinmiyorum bile. Centilmenlik yapmaya meylettiği her seferinde de Elif'in hikayeye dahil olması can sıkıcı. Ne zaman karşısında genç ve güzel bir kadın olduğunun tam olarak farkına varır bilemiyorum ancak, o zamandan sonra aralarındaki evliliğin tam anlamıyla renkleneceğini düşünüyorum. Tabi Elif Murat'tan umduğunu bulamayınca, Mediha'dan güç alıp onunla Ayşegül'ün arasına girmeye çalışırsa tüm dengelerin değişeceği de açık. Mâlum Can halen Elif'e deliler gibi aşık...


Elif için, biraz tutarsız bir karakter demek yanlış olmayacaktır. Zira ne istediğini tam olarak bildiğinden şüpheliyim. Bir bölüm Can'a meylediyor, bir bölüm Murat'a olan aşkı alevleniyor. Üçüncü bölümde Can'ı kıskandığı bariz ortada olan ve sürekli arayıp, evlerine gidip ikiliyi rahatsız eden Elif; bu bölüm yeniden Murat'a yöneldi. Yine onu takıntısı haline getirdi ve girmediği bunalım kalmadı. Korkum da bundan zaten. Murat'tan tam olarak ümidi kestiğinde, Can'a yönelecektir. Bu da onu dizinin bir numaralı kara kedisi haline getirecek. Evet, ilgi çekici olabilir ama olan yine Ayşegül'e olacak...


Onun da imdadına yetişen muhtemelen Murat olacak. Onu Yunanistan'da gördüğü ilk andan itibaren saflığından etkilenen Murat, daha önce hiç karşılaşmadığı böyle bir karaktere kör kütük tutulabilir. Elif Can'a yöneldiğinde, Murat'ın da Ayşegül'e yönelmesi bu yüzden hiç sürpriz olmayacak kesinlikle. Ondan sonra da seyreyle cümbüşü. Tam anlamıyla dizi adının hakkı verilmiş olur. Tabi sonucu, Ayşegül ve Can aşkı olur... Murat ve Elif'in bir ilişki yaşaması pek mümkün görünmüyor. Murat'ın bir anda "dank!" edeceğini sanmıyorum. Onu korumak için sevgili olmaktan kaçındığı bahanesine de zerre inanmıyorum. Minareyi çalanın kılıf uydurmasından pek de farklı değil neticede. "Ah, sen bana güvenme kuzum. Ben çok çapkınım, seni üzerim..." kafası, bariz şeyime hakim olamıyorum demektir Murat; ayrıca belirteyim...

Bundan sonra ne olacağı sürpriz. Belirtmeden geçemeyeceğim nokta ise dizinin özellikle dördüncü bölümde oldukça durgunlaşması. Ayşegül'ün bu kadar fazla sınanması artık kabak tadı vermeye başladı. Tüm herkes yetmezmiş gibi bir de işin içerisine Can'ın annesi Mediha'nın da katılması, durumu daha da büyük bir vehamete sürüklemekte. Yani romantik komedi denen olgunun içi gittikçe boşalıyor. Zira ortada Can'la bir iki romantik an dışında elde tutulur bir şey yok. Biraz daha dikkat demekten de başka bir şey gelmiyor tabi elden. Bekleyip göreceğiz neler olacağını...

Beklenen Kral

2 yorum :

  1. Konusundan anladığım kadarıyla Kore dizisi uyarlaması olabilir mi? Bi Rain'in oynadığı "Full House". Birebir aynısı olmayabilir ama ana hatlarıyla çok benziyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, 2004 yapımı Kore dizisi Full House uyarlaması dizi. :)

      Sil