Beklenen Kral
Dram etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dram etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Aralık 2017 Cuma

Vatanım Sensin: Siz birbirinizi sevmek için yaratılmışsınız...


İyi olmanın suç olduğunu sizin de düşündüğünüz oluyor mu? Hem hayatımızda hem de izlediğimiz şeylerde daima iyilerin kaybetmesi, size de aynı şeyi hissettirmiyor mu? "Neden iyi olduğumda zarar göreceksem, kötü olmayayım ki?" noktasına gelmek sadece bir tercih mi? İyilik yaparken karşılığını göremeyecek olduğunu biliyor olmak peki? İnsan bir beklentiyle iyilik yapmaz elbette ama hep mi ters teper iyilikleri? Kalbinin kiri pası yüzüne yansımışlar kadar yok mu, iyinin kıymeti? Spiro gerçekten ölmeli miydi?..

28 Aralık 2017 Perşembe

Meryem: Aşk güzel şey, tabi yaşamana izin verildiğinde...


Bazen rotasız bir gemi içerisinde yolculuk yapıyor gibi hisseder insan kendini. Ne yaptığının farkındadır ne de yapmadıklarının. Ne olacağını bilmeden öylece yaşar hayatını. Nereye savrulacağını kestirmeden hareket eder. Sonunda istediği limana ulaşır mı bilinmez ama çokça zaman kaybeder... Burcu'nun bende bıraktığı etki de tamamen böyle. Sadece zaman aksın diye bir şeyler yapıyor sanki, yalnızca yaşamış olmak için yaşıyor gibi. O gemiye kaptan olmak isteyen, rotasını da kalbine çevirecek bir Güçlü var ama o da bazen Burcu'yu bilinmezlikten kurtaracağım diye yalnızca gemiye su aldırmakta...

26 Aralık 2017 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Aşktan kaçmak öyle kolay değil Ferhat...


Her şeyden vazgeçip gidebilmek gerçekten kolay mıdır? Arkanda sevdiğin herkesi bırakarak, bir daha dönmeme fikriyle gitmek mümkün müdür?.. Peki ya sevdiğini gönderebilmek? Arkasından göz yaşı dökmeden vedalaşmak nasıldır? Başkalarının mutluluğu için mutsuz olacakken, nasıl çekip gitmesine izin verir ki insan? Ani bir fren sesi gelmez mi, kolundan tutup da sevdiğine "Gitme!" diye haykırmaz mı gerçek bir aşık? Ferhat sen Namık böyle olsun istiyor diye, artık laf etmesin diye, kendini yeniden ona kanıtlayabil diye gerçekten gönderebilecek misin Aslı'yı sensizliğe? Hadi canım, inanmam...

22 Aralık 2017 Cuma

Vatanım Sensin: Orda, bir çift var uzakta... Unuttunuz galiba?


İnsan hayatına bazı yaşananların etkisi çok büyük olabiliyor. Mesela bir savaşın tam ortasındayken, mutlu bir hayat sürebilmenin çok da mümkünatı olmadığı mâlum. Tabii eğer düşman safında değilseniz... Bir de düşman safında olmak zorunda kalan ama eziyet edilen tarafla gönül bağı kurmayı başaranların olduğu bir kısım var. En çok derbeder olanlardan birisi de bu kısımda yer alanlar. Vicdanlarına binen yükse tarif edilemez. Zira birebir tüm eziyetlerin içerisinde yer alıyorlar. Atılan her adımdan esef duyuyorlar ancak kimseye karşı gelemiyorlar. Elbette bu durum sonsuza dek süremez, sürmüyor da. Haklı olan, ezilen ve örselenen için bir şeyler yapmak şart oluyor. Sonra seninle aynı düşünenleri bir araya toplamaya başlıyorsun. Ve başka bir mücadeleye adım atılıyor. Artık hem savaşıyorsun hem de savaş bitsin diye uğraşıyorsun. Pes edecek noktaya sürüklendiğin her seferinde, gözlerinin önüne deniz gibi masmavi iki göz geliyor; mücadelene yeniden sıkı sıkıya tutunuyorsun...

21 Aralık 2017 Perşembe

Meryem: Siz neden #SavMer'e kısacık mutluluğu bile çok görüyorsunuz?


Herkesin acısı kendine. Herkesin yanan kalbi de, öyle. Kimse kimse için bedel ödemek zorunda değil demiştim geçtiğimiz yorum yazımda, bu da aynı hesap bir yerde... Ancak şunu da unutmamak gerek, acılar paylaşıldıkça azalır. Yoksunluklar, sadece derman bulunduğunda giderilir. Yani evet, herkesin acısı kendinedir ama dinmesi için sevgi gerekir. Kimse acısının içerisine gömülerek çözüm yolu yaratamaz. Kimse, böyle mutluluğu yakalayamaz... Hangi karakter için yazdım peki bu giriş bölümünü? Okuduğunuzda gözünüzün önüne sadece bir tanesi gelmedi değil mi? Zira hem Burcu hem Meryem hem de Güçlü acılarının içerisine gömülmüş vaziyette yine...

19 Aralık 2017 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Aşka çoktan teslim olmuş iki zır deli...


İnsan müdahale edebildiği her şeyin üstesinden gelebilecek bir varlıktır. Bir şekilde çıkar yol yaratmakta da üstüne yoktur. Ne şekilde olursa olsun, çözüme ulaşmayı da başarır. Peki ya müdahale edemedikleriyle mücadele etmek konusunda nasıldır? Mani olamadığı, istese de sonlandıramayacağı bir şeyin mücadelesi zaten 1-0 yenik başlamaz mı? Neden kalbiyle savaşır ki insan, üstesinden gelemeyecekse? Kendini salsa, karanlık bir dehliz bile sonunda aydınlanmaz mı? Aslı, o canavara aşık olduğunu kabul etse; sizce de rahatlamaz mı?..

15 Aralık 2017 Cuma

Vatanım Sensin: Mâlum sahneyi yayınlar mısınız rica etsem?..


Şu dünyada en zor şeylerden birisidir iyi insan olabilmek. Onca kötülüğün mesken tuttuğu bir dünyanın içerisine mahkumken hem de. İyi olmak ayrı meziyet, iyi kalabilmek apayrı meziyet. Öyle şeyler görüyor, duyuyoruz ki hiç olmazsa içimizden kötü şeyler geçiriyoruz... Zor bir hayat yaşıyoruz, her yönüyle. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle. Adapte olmak, uyum sağlamak ve her şeye iyi yaklaşmak da çok zor. Yok saymak da imkansız. Çoğu zaman tepki gösterememekse can sıkıcı... Yapamayacağım cesur hamleleri başkalarının yapabilmesine hep özenmişimdir bundan sebep. Leon'a da bu bölüm özendim. Dizinin en iyi karakterlerinden birinin, gerektiğinde karanlık tarafa nasıl bir hızla geçtiğini görmek güzel geldi. Yani evet, iyi insan olmak zor. Ama bazen iyi kalabilmek için, kötülük yapmak gerektiği de bir gerçek...

14 Aralık 2017 Perşembe

Meryem: Aşka değmez mi?..


Gurur bir insanın taşıdığı en asil duygulardan birisidir. Gurur için mücadele etmek de, keza. Çünkü en sonunda elinde sadece o kalsa da, birçok şeye değmiş demektir... Geleceğin ne getireceğini bilemediğimiz bir evrenin parçasıyken kimsenin, kendi yaptıklarımız uğruna hayatını karartmasını beklememeliyiz, bekleyemeyiz. Hele de ucunda, aynı çıkmaz sokak varsa. Tam da bundan bölüm içindeki tavrı sebebiyle Meryem'e kızdığımı söyleyemem...

12 Aralık 2017 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Bir #AsFer masalı...


İnsan kötü birisi olmak için doğmaz. İnsan, kötü birisi olarak da doğmaz. Hayatın sürüklediği gür bir nehir içinde savrulurken, başımıza gelenler bizi biz yapar. O nehrin suyu çekildiğinde ya da kıyıya ulaştığımızdaysa, başımıza gelenlerin tamamı bizim tercihlerimize dönüşür. Zira artık kendi adımlarımızı atıyoruzdur. Aldığımız ani kararlar, nehrin içinde sürüklenirken olduğu gibi kendimizi kurtarmak için değildir. Orada sürüklenirken ne kadar çaresizsek, ayaklarımız üzerindeyken o kadar çok kurtuluş yolu yaratabiliriz çünkü. Yani, kötü birisi olarak doğmayız ama kötü kalmayı biz seçeriz... Peki Ferhat içerisine itildiği kötülüğü bu kadar benimsemişken, onun için iyi birine dönüşmenin mümkünatı var mı? Yoksa zaten aslında iyi biri de, o iyiliğe ulaşmasını bilmek mi gerekli? Aslı bunu başarabilecek mi?..

8 Aralık 2017 Cuma

Vatanım Sensin: Aşkı kim tutsak edebilmiş ki?..


Aşk, hep en hiddetli savaşların sebebi olmuştur. Aşkın karşısında durmamak gerektiğini anlayamayan içinse, sonuç hep hüsran... Unutmamak gerekir ki, avuntular içerisinde yaşamak bir seçimdir ama aşk, asla sadece bir seçimden ibaret değildir. Zira kalbinin atış hızını kontrol edemediğin her duygu, senin iradenin dışında gelişiyor demektir. O irade aşka teslim olduktan sonra da, ne olursa olsun hiçbir şey değişmez. Ne tutsaklık ne de zorlama hiçbir yere götürmez. Elde edeceğin tek şey nefret olur. Onunla da bir yere kadar yetinir, sonra canavara dönüşürsün. Aşkı hiçbir zaman tutsak edemeyeceğini anladığında da genelde iş işten geçer. Değil mi Kerim?..

7 Aralık 2017 Perşembe

Meryem: Final olmadığından eminiz değil mi?..


İnsan en çok kendisine kızar. Yaptıklarından ve dahi hatta yapamadıklarından ötürü, en çok kendisini suçlar. Elbette, hepimiz özümüzde hatalar yapacak kadar aciz yaratıklarız. Ama bazı hataları kabul etmek de sindirmek de mümkün değil. Hani, "Üstüne bir bardak soğuk su iç de, yüreğin soğusun" derler ya; işte o bazı durumlarda imkansız. En büyük düşmanı kendisi olan birini kim nasıl durdurur, bundan sonra nasıl bir hayata savrulur onu tahmin etmek de kolay değil. Aşkın gücü, her şeyi geride bırakmaya yeter mi o da... Meryem, umulmadık bir yola savruldu. Beklenmedik bu güzergah, beraberinde neler getirecek çokça merak ediyorum gerçekten...

1 Aralık 2017 Cuma

Vatanım Sensin: Kerim, HiLeon fandomun radarına girme derim...


Aile dediğin nedir? Aile olmak öyle kolay mıdır? Biriyle evlenince, hemen aile olmuş olur musun? Bir de çocuk yapsan mesela? Aile demek, bir arada yaşamak mıdır sadece? Aile bütün olmak mıdır, her daim fedakârlık yapmak mıdır? Aile nasıl bir şeydir? İnsan neden aile olmak ister ki? Bunun için sadece sevmek yeter mi? Geri kalan her şey sorunsuz bir şekilde halledilir mi? Karanlığın içerisine saplandığında, aydınlığa ulaşmanı sağlayabilir mi? Eninde sonunda yüzün güler mi? Sonsuza dek korunur mu? Nasıl olur tüm bunlar, var mı bir cevabı? Yoksa Azize'den mi pay çıkartalım hepsine? Azize, bir gün gerçekten ailesiyle kavuşabilecek mi?..

30 Kasım 2017 Perşembe

Meryem: En azından artık inkâr etmiyor...


İnsan en çok kendisinden kaçmaya çalışır şu hayatta. Yaşadıklarından, gördüklerinden, bildiklerinden, başına gelenlerden, yanan kalbinden... İnsan en çok, kendi içine hapsetmek zorunda olduklarından korkar. Onların ortaya çıkmasından çekinir, kendisi dahil herkesi yok sayar. Aşkmış, sevgiymiş, ilişkiymiş, mutlu olmakmış; o kadar uzaktır ki, aslında ister istemez yok sayar... Ama kim kalbine sonsuza dek söz geçirebilmiş ki şimdiye kadar? Kim, aşktan kaçabilmiş?.. Her ne yaşamış olursa olsun, nasıl kendini bir koruma kalkanı içerisinde tutmaya çalışıyorsa çalışsın; Burcu da kaçamazdı. Ve kaçamadı...

24 Kasım 2017 Cuma

Vatanım Sensin: Bu aşk heba edilmeye değil, el üstünde tutulmaya lâyık...


Nasıl sevmekten vazgeçer ki insan? Nasıl kalbine söz geçirebilir? Ne mani olabilir ki buna? Düşmanlık mı, mesafeler mi, imkansızlıklar mı, zorluklar mı?.. Neden vazgeçmek zorunda kalsın ki insan sevdiğinden? Niçin yanacağını bile bile içinin, sevmeyi bıraksın? Hangi kanun, hangi savaş, hangi zorlama kalbe söz geçirebilmiş ki şimdiye kadar? Nerede, ne zaman görülmüş böyle bir şey?.. Leon nasıl vazgeçsin Hilal'den, ne diye başkasıyla evlenmesine göz yumsun? Nasıl başkasının olmasına müsaade etsin? Kim böyle bir acımasızlığı ona yapabilir? Peki yapılırsa, o bunu kaldırabilir mi?..

23 Kasım 2017 Perşembe

Meryem: Öpücük dediğin her derde deva mı yoksa?..


İnat etmenin çözüm olmadığı mâlumunuz. Sonuçta her şeyin bir sonu olduğu gibi, inat etmenin de sonu var. Zira insan içine attığı şeylerle uzun süre yaşayamaz. "Yaşarım" derse de, yapamaz. Gider dağa taşa haykırır, olmadı çiçekleriyle konuşur; yine de dile gelir söyleyemedikleri. Sonrası mı? Bir iç huzuru... Peki ya tam bu anda, o konuşmayı duyması gereken asıl kişi de ortamda olursa? İşte o andan sonra ne inat ne de inkar, hiçbir işe yaramaz. Artık gerçeği herkesin bilmesinde de zerre sakınca kalmaz. Gerekirse ölüme bile göğsünü gere gere, bu gerçekle gidiverirsin. Tıpkı Meryem'in yaptığı gibi...

17 Kasım 2017 Cuma

Vatanım Sensin: O ne güzel kavuşmaktı öyle, hınzırlar!..


Zaman ama en çok da hayat insanı değiştiriyor. Bazen ayak uyduramadığın şekilde, bazen yavaş yavaş şiddetini arttırır bir vaziyette. Herkesin hayatla mücadelesi farklı nihayetinde. Yaşadığı, gördüğü, hissettiği ve düşündüğü de. Ondan sebep yaşananların insan üzerinde nasıl bir etki bıraktığını kestirebilmek güçleşiyor. Geçmişle karşılaştırıp, yargılamak da zor. Ancak, yine de bazı keskin dönüşler göze batıyor. Hiç olmayacak şekilde yapılanlar da... Zaman herkesi değiştirmiş, bir Cevdet'le Hilal'i değiştirmemiş demiştim geçtiğimiz hafta. Şimdi bir ismi daha çıkartıyorum listeden; zira Cevdet de geçen zamanda değişmeye başlamış...

16 Kasım 2017 Perşembe

Meryem: Meryem gerçekten bu aşkı hak ediyor mu?


İnsanın her şey için çaba sarf etmesi gerektiği bir dönemi yaşıyoruz. Hiçbir şeyi elde etmek kolay olmadığı gibi, kıymetini bilmediklerimizin kaybettiklerimiz olması da şaşırtıcı değil. Maddi şeyler değil sadece kastettiklerim. Manen de bir çok şey için çaba sarf etmemiz gerekiyor. Birine inanmak, sevmek, kalbini açmak, her şeyini paylaşmak öyle kolay değil. O güveni kazandıktan sonra, ona sahip çıkmak da kolay değil. Zira bu sefer güven iki tarafın da eşit sergilemesi gerektiği bir inanç halini alıyor. Eğer sen karşındakinin güvenini sarsarsan, ondan daha nasıl sana güvenilir davranmasını bekleyebilirsin ki? Nasıl hesap sorarsın yaptıkları ve dahi hatta yapmadıkları için? Meryem, nasıl güveneceğiz artık sana söyler misin?..

10 Kasım 2017 Cuma

Vatanım Sensin: Gözlerimiz yollarda kalmıştı...


Bazı mücadeleler, diğer her mücadeleden daha kutsaldır. Öyle ki, içinde masum milyonlarca insanın hayatını ve toprağını kurtarma çabası saklıdır. O insanlara özgürlüklerini, kimsenin boyunduruğu altında yaşamadan hür iradeleriyle hayatlarını sürmeleri vaat edilmiş ve ardında da bu sağlanmıştır. O mücadele ki, her bir karış toprak için gerekirse gece gündüz savaşılmış, uğruna binlerce insanın kanı akmıştır. Bunun kıymetini bilme onuruna sahip herkes için de Vatanım Sensin çok özel bir dizidir. Beş ay boyunca, merakla başlamasını bekleyecek kadar hem de. Peki beklediğimize değdi mi?..

9 Kasım 2017 Perşembe

Meryem: Hangi acı bununla yarışabilir ki?..


Veda etmek zordur. İnsanın sevdiğinden ayrılması, onu bir daha göremeyecek olmasının verdiği acı kadar tarifsiz başka bir şey de yoktur. Hataların, pişmanlıkların, söylediklerin, söyleyemediklerin; her şey birer birer karşına dizilir ve içinden çıkılmaz bir girdaba savrulursun. Bunu en iyi, on ay önce anneannemi kaybettiğimde anladım. O kadar çok pişmanlığım var ki, içinden hâlâ da çıkamadım. O kadar çok özlüyorum ki, aklıma geldikçe gözlerim daima dolmakta... Yani iyi anlıyorum Güçlü'yü, nasıl bir psikolojide olduğunu ve nasıl yıkıldığını. Nasıl çaresiz kaldığını, içinde kalanlarla yaşamanın ne kadar zor olduğunu nasıl düşündüğünü. Ama o sevgi ki, cinayet işlemesinin önüne kesinlikle geçecektir...

2 Kasım 2017 Perşembe

Meryem: Bu kadar inat niye?..


Her insan aslında biraz inattır. Kabul etmez her şeyi, illa ki kendi doğruları vardır. O doğruların dışına çıkıldığında ya da görünmez bir kırmızı çizgiyle örülü sınırları ihlal edildiğinde hemen devreye girer. Kolay kolay etkisi geçmez, geçse de yankıları bir süre devam eder. İnat; insanın en büyük düşmanlarındandır. Gerçeğe ve doğruya ulaşmaktaki en önemli sorunlardandır. Elbette her inat böyle değil ama dizi evreninde, o inadın sonu ölüm bile olabilir...