Beklenen Kral
Ayşegül Ünsal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ayşegül Ünsal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Kasım 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Hoşçakal...


Uzun zamandır böylesi bir final izlememiştim... Başından sonuna o kadar iyi kurgulanmıştı ki, eğlenmekten üzülmeye de vakit bulamadım... Ne zaman ki jenerik yazısı yukarıya doğru akmaya başladı, içimden bir şeyler de onunla birlikte yol aldı... Özleyeceğiz, hem de çok. Hep iyi anacağız... Ama asıl gerçek şu ki yıllar yıllar sonra bile, "Ne final yaptı be!" diye iç geçireceğiz...

22 Kasım 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Daimi mutluluk...


20. bölümde vedalaştığımız, açıkçası zamanında çokça kızdığım ve bana diziyi dokuz bölüm boyunca düzenli izlemeyi de bıraktıran bir ikili Aksel Bonfil ile Hakan Bonomo. Daha sonra ben açıklarımı kapattım, onlar gitti ve üzerlerine de tam tamına altı kez senaryo ekibi değişti. İkinci sezona geldiğimizde, tüm Kirazcanların dilinde aynı şey vardı; "Keşke onlar gelse"... Ve geçtiğimiz hafta öğrendik ki dizinin yeniden senaristleri onlar oldu. Ama artık bazı şeyler için de çok geçti... Olsun, özlem giderdik. En önemlisi de, onlar devam etse nasıl bir yerde olurduk; onu gördük...

1 Kasım 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Anneler savaşı!..


Bir ilişkinin her şeyden ziyade, aileyle sınanmasının ne de zor olduğunu gözler önüne seren bir bölümle ekrana geldi bu hafta; Kiraz Mevsimi. Hem Öykü hem de Ayaz başlarına geleceklerden habersiz taşındıkları yeni evlerinde, önce Önem'i ardından da Meral'i yatılı misafir olarak ağırlamaya başladılar. Gitmelerini umdukları her seferinde de, eve biraz daha tutundukları gerçeğiyle sarsıldılar. Günün sonundaysa tek kazanan, şüphesiz ki Önem oldu. Kendisine kına alması önerim...

4 Ekim 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Bir vuslat hikâyesi...


Üç ay süren tatilinin ardından, her türlü tatmin eden bir bölümle yeni sezonuna merhaba dedi; Kiraz Mevsimi. Öykü ve Ayaz evliliğinin gerçekleşmesi bir yana, ikilinin o çok merak edilen tren sahnesinin de en iyi ihtimalin bile ötesinde sonlanması enfesti. O andan itibaren aşk yeniden bacayı sardı ve biz de, bir elimiz gözlerimizde işaret parmağımızı aralayıp ekrana bakmaya başladık. Evet, çok utandık. Ama nedense izlemeye de doyamadık...

28 Haziran 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Evlilik aşkı öldürür mü?..



Kısa soluklu olması muhtemel bir diziydi başladığında benim için. İlk bölüm reytingleri dipleri gördüğünde, muhtemel olmaktan da çıkmıştı; biterdi hemen, baksana zaten izlenmemişti de... Ama ne olduysa ikinci bölümüyle birlikte oldu. Hikâye birden içine çekmeye başladı. Beklenen Kral mahlasıyla severek bölüm yorumu yazdığım ilk dizilerden oldu. Sonra da maya tuttu ve dizi uçtu... Rakip tanımaz bir hâle geldi. Bunun yanında oyunculuklar da her geçen hafta mükemmelleşmekteydi...

24 Mayıs 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Beyaz yatlı prens...


Hiç bu kadar neşeli bir bölüm izledik mi inanın hatırlamıyorum. Sıkıntıların baş gösterdiği sahnelerde bile o kadar çok güldük ki, bir yerden sonra her şey toz pembeye boyandı. Yeni senaristlerimiz maharetlerini konuşturmaya başladı ve bizim için de seyir keyfi dev bölümler peydah oluverdi... Hepsinin eline, emeğine sağlık...

26 Nisan 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Bunun bir sonu var mı?


Bir insanın ne kadar sınırda gezebileceğinin en canlı örneği olarak Mete'ye katlanmanın zulmünü yaşadığımız bir bölümle ekrana geldi bu hafta Kiraz Mevsimi. Verdiği can yakan çabanın her safhasında öylesine bir zırha büründü ki, kimse gerçek yüzünü göremedi. Gerçek yüzünden haberdar olanlar ise malum sebeplerle elleri kolları bağlı, sadece hak ettiğini yüzüne söylemekle yetindiler...

19 Nisan 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Yettin Mete!


Mete'nin bin bir saçmalığına katlanmak zorunda kaldığımız bir bölümdü demek hiç de zor olmaz, dün akşam için. Aklı beş karış havada, ne istediğini bilmeyen, sırf Ayaz'a zarar verme arzusundan ötürü, Öykü'ye dadanan bencil adamın biri. Mete böyle değildi ama bundan sonra böyle olmasına alışmak zorundayız gibi... Her ne kadar kabullenmesi zor olsa da, artık dönüşü olmayan bir kötülük yolunda kendisi...

22 Şubat 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Zorlu sınav


İçerisinde barındırdığı komedi dozu her hafta biraz daha artan, yazılan drama sahnelerinin dahi somurtmadan izlenebilir olduğu bir dizi; Kiraz Mevsimi. Daha önce kaç kere dedim bilemiyorum ama 18. bölümünden itibaren ben diziyi artık izlemeyi bırakmıştım ve açıkçası tamamen ümidi de kesmiştim. Zira o kadar zorluyorlardı ki senaryoyu, izlediğim sahneler tam bir işkence halini alıyordu. Hatta göz kaçırmak ya da zap yapmak vazgeçilmezlerimdendi ama bugüne geldiğimiz zaman, zorlamadan sunulan hikaye resmen izlenebilir kılıyor her sahneyi ve bundan aldığım keyif kesinlikle anlatılamaz. Ve dilerim hep böyle devam eder...

8 Şubat 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Akıl unutabilir tamam, peki ya kalp?..


Aşk herkesin elde edebileceği, etse de kıymetini bilebileceği bir duygu olmamıştır hiçbir zaman. O yüzdendir ki kusursuz bir aşk gördüğümüzde gözlerimiz dolar, heyecanlanırız ve ister istemez o çiftten birisinin yerine kendimizi koyarız... Bir de, aşk öyle çetrefilli bir yola sahiptir ki attığın her adım daha da fazla tökezletir, yorulursun ama yine de pes etmezsin; çünkü apayrı bir duygu ve bambaşka bir histir... Kiraz Mevsimi'nin 31. bölümünde de bize bunlar resmedildi işte. Aşkın gücü, sonsuzluğu ve yılmadan verilen mücadelesi...

1 Şubat 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Sözlücüm...


İlk bölümlerde aldığımız tadın, bu kadar kısa sürede nasıl geri geldiğine şaşırarak izlediğim bir bölümle ekrana geldi dün akşam Kiraz Mevsimi. Hikayedeki akış, diyalogların gerçekçiliği ve en önemlisi de dram ve komedi arasındaki denge gerçekten şahaneydi... Özellikle bu denge çokça bozulduğu için izlemeyi bırakmıştım diziyi ve o bağın geri kurulması da imkansız gibiydi benim için. Ama artık aynı keyfi alabiliyorum ve bir dizinin yeniden parlayışını izlemek çok keyifli. Elbette bunda en büyük pay yeni senaristlerimizin, üçünü de en içten dileklerimle tebrik ediyorum...

11 Ocak 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Biraz sabır...


On sekizinci bölümünden sonra izlemeyi bırakmıştım Kiraz Mevsimi'ni... Artık o kadar sıkıcı bir hale getirilmişti ki dizi, katlanamıyordum. Severek yaptığım bölüm analizleri işkenceye dönüşmüştü ve insanın zevk almadığı bir şeyi yapmasının ne kadar zor olduğunu yeniden görmüştüm...

20 Ekim 2014 Pazartesi

Kiraz Mevsimi: Öykü'nün kaybedişleri


Çok sinirlendiğim geçen bölümün ardından, aslında yazmamaya niyetliydim bu bölümü. Galip Derviş yeni sezona başlayacakken hazır, pazartesi günü için onu yazarım diyordum ama yine bir ton saçmalık olsa bile analizlere devam kararı aldım. Galip Derviş de çarşamba gününe kaldı. Malum yarın da Ulan İstanbul'un analizi var-yazar burada reklam yapıyor-. Nerede kalmıştık, hah! Kiraz Mevsimi diyordum... Ah senaristler ah!.. Dizi dün akşam yayınlanan on beşinci bölümüyle ekrana geldi ve başından sonuna sürekli değişen dengeleriyle sistemimi, alt-üst etti...

13 Ekim 2014 Pazartesi

Kiraz Mevsimi: Defile zamanı


İnsanlığın nasıl kutsanmış bir değer olduğunu gördüğümüz bir bölümdü, bu hafta izlediğimiz... Ayrıca, insan kılığına bürünmüş şeytanlardan çabucak kaçmamız ve en önemlisi, salaklığı bir kenara bırakarak etrafımızdakilerin gerçek niyetini tartmamız gerektiğini resmetti; on dördüncü bölümünde Kiraz Mevsimi...