Beklenen Kral
Meltem Gülenç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Meltem Gülenç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Mart 2016 Pazar

Güneşin Kızları: Öyle bir final olur ki...


Ne diyeceğini, ne yazacağını bilemediğin anlar vardır... Bilgisayarın başına oturduğumdan beri bu hisle yanıp kavruluyor içim. Bir garip hâl içindeyim, içinden çıkamıyorum... Güneşin Kızları 39 bölüm süren macerasını sonlandırdı. Ama bu öyle bir sondu ki, şimdiye kadar benzeriyle çok az karşılaştık. Nasıl oldu, nasıl gelişti, nasıl bitti hiç anlamadık. Ekranda 'final' yazıyordu ama biz sıradan, herhangi bir bölüm izliyor gibiydik. Neden böyle oldu, madem bir son söz konusuydu en azından biraz daha üzerine eğilemezler miydi bilemiyorum ama onca emeğe, akıtılan tere haksızlık edildiğini düşünmeden edemiyorum...

13 Mart 2016 Pazar

Güneşin Kızları: Umut hiç bitmesin...


Dolu dolu oyunculuklar izlediğimiz, kah üzüldüğümüz, kah güldüğümüz, kah sinirlendiğimiz bir macera Güneşin Kızları. Pazar günü gelen reytingleri gördükten sonra içimi bir burukluk kaplamıştı. Mâlum sonun yaklaştığını hisseder gibi olmuştum ve nitekim daha sonra duyurdu dizinin resmi hesabı. Birbirleriyle uzun zamandır büyük bir kavga halinde olan iki fandomu bir araya getirmesi tek olumlu yönü olan bu kararın, büyük bir direnişle karşılaşmaması beklenemezdi zaten. Sosyal medya deyim yerindeyse yıkılıyor günlerdir. Milyonlarca twit, on beş binden fazla katılımcıya ulaşan imza kampanyaları derken, bir yeni bölüm daha geldi önümüze. Şimdi kader çizgisinin öteki tarafındayız. Eğer reytingler iyi gelirse ne mutlu bize. Bir şans doğması açısından büyük bir umut olur; yok yine hüsran yaşarsak artık tüm çabalar da sonuçsuz kalacak demektir...

6 Mart 2016 Pazar

Güneşin Kızları: Biz kesicez asıl kendimizi!


Ne değişti de bu raddeye gelindi diye büyük bir şokla ekran karşısında dona kaldığım bir bölümdü izlediğimiz. Muhtemelen şu zamana kadar ki en 'sıkıcı' bölümlerden birisiydi. Olay yoktu bir kere. Olanlar da o kadar zorlamaydı ki, etkilendiğimi söylersem büyük yalan olur. Hem Selin, hem Nazlı abartılı davrandı durdu. Yetmedi, delirmeye meylettik hep birlikte...

28 Şubat 2016 Pazar

Güneşin Kızları: Bedel ödeme vakti şimdi kimde?..


Yıllarca gerçek bildiklerinin farklı, onun üzerinden edindiğin kinin, nefretin ve dinmez acının bir çırpıda dindiğini düşün. Sonra o kinin, nefretin ve acının yeni gerçekle birlikte, çok büyük bir aşkla sevdiğin, hatta uğruna yaşadığın şehri değiştirdiğin adama aktığını... Hangisine üzülürsün; ziyan olan aşkına mı, yoksa o adamın senin artık düşmanın olduğuna mı?..

21 Şubat 2016 Pazar

Güneşin Kızları: Çıkmazlar...


Bazen dağıldığımız dönemler oluyor. Bir şeyleri toplamaya çalışırken, arkamızda daha büyük enkazlar bıraktığımız da... Yine bazen çıkmazlardayız sanıyoruz ama çıkış tam karşımızda durduğu halde kendimizi kurtarmaya çalışmadan bekliyoruz. Neyi, neden beklediğimizi bilmeden... Şuan Güneşin Kızları'nda da bunun yaşandığını açıkça düşünüyorum. Bazı noktalar öylesine umut verici ki, neden o umuda yol alınmadığını anlamakta zorlanıyorum...

2 Şubat 2016 Salı

Güneşin Kızları: En kolayı pes etmek...


Aşk için mücadele etmek gibisi yoktur sanırım. Sonunda kaybedebileceğini bile bile ateşe atıyorsun çünkü kendini. Hiçbir aşk sonsuz değildir zira. Elbet sona erer. Ancak ardında sevgi ve sadakat bırakabilmesi için zamanında çaba sarf etmek gereklidir. En ufak şeyde pes etmektense, her zaman mücadele etmek de. Tıpkı bu bölümde Ali'nin yaptığı gibi...

26 Ocak 2016 Salı

Güneşin Kızları: Bir öyle bir böyle...


Uzun uzun oturup da düşünmek istersin bazen, yaşadıkların ölçüp tartmak için. Bazen aldığın kararların risklerini taşıyamadığın için çöker, doğrulmaya çalışırsın. Bazen de ne yaptığını bilmeden bir öyle bir böyle takılır durursun. Tıpkı Savaş gibi. Olmadı kendi söylemlerini karşındakine satarsın. Kendi yaptıklarını yapmamasını ister; kendince günah çıkartırsın...

19 Ocak 2016 Salı

Güneşin Kızları: İki bambaşka...


Gerçeklerden, duygularından kaçabilmenin en iyi yolu sanırım kendini yapayalnız bir mahzende hissetmekten geçer. Deve kuşu misali, kafanı kuma gömdüğünde her şey geride kaldı zannedersin. Bunun bir başka yöntemi de kaçmak. Gerçeklerden değil ama gölgesinden korkmak. Gitmek; uzak kaldığında her derdin sona ereceğini sanmak... Başka bir köşedeyse sevdiğini çok istediği bir şeyin parçası olsun diye sessizce izlersin. Olan her şey sizi amansızca karşı karşıya getirir ama kaçmak yerine, daha da sıkı sarılmayı seçersin. Zira ne kadar yakın olursan, derdini de o kadar geride bırakacağını bilirsin.

12 Ocak 2016 Salı

Güneşin Kızları: Bir sürü soru biriktirdim sana...


İnsan olmadığı biri gibi görünmek için ne kadar uğraşabilir? Nereye kadar içinin yangınlarını saklayabilir? Kimden, neden kaçtığını bilmeden ne kadar yol alabilir? Ne zaman duracağını bilmiyorken, birinin elinde penseyle fren borusunu mu kesmesi gerekir?.. Nedir çaresizliği, zaten onun içinde mahkum olana bırakıp kaçmak? Nedendir acı olsa da, gerçekleri bildiğin halde susmak?.. "Ben artık seni sevmiyorum!" demekten daha mı zordu, dinlediklerini haykırmak?..

5 Ocak 2016 Salı

Güneşin Kızları: Muamma...


Ölmek için bile mücadele etmek gerekir bazen. Nasıl ve ne şekilde olacağını bilmeksizin. Bambaşka hayaller güderek ya da farklı plânlar içerisindeyken. Yaşatmak için de ölebilirsin nitekim. Ne istediğin çok geç anlaşılır ama sana tümden geç kalınmıştır... Zafer'in tüm mücadelesinin altında masum bir sebep yattığını öğrenmek, yaptıklarını elbette masumlaştırmadı. Ancak keşke yaptığı bunca şeye değseydi. Haluk'un bitmek bilmez zararlarına bir de ölüm eklendi. Onun başlatması, Güneş'in perdeyi indirmesiyle tüm dengeler yeniden değişti...

29 Aralık 2015 Salı

Güneşin Kızları: Seçilmiş hüzün...


Sevmek de sevilmek de çok özel bir duygu. İnsanların birbirlerine bu duyguları açabilmeleri ise genelde çok zor. Ya çekinirsin karşılık bulamamak korkusuyla ya da ulaşılamaz bir hayâlin parçasısındır. Duygularını açmaya cesaret ettiğinde hüsrana uğramayı saymıyorum bile... Ardından gelen pişmanlık da cabası. Bazen de acele etmesi var. Tüm yolları daha en başında kapatmak gibi mesela...

22 Aralık 2015 Salı

Güneşin Kızları: Sadece kime dönüştüğüne bak...


Biyolojik açıdan aile sahibi olmakla, kimin yanında büyüdüğün arasında dağlar kadar fark olduğunu kanıtlayan bir bölümle ekrana geldi bu hafta; Güneşin Kızları. Evet, Haluk Ali'nin öz babası değil. Lâkin öylesine bir etki bırakmış ki üzerinde, Ali'nin bunu öğrendiğinde tamamen ona dönüşümünü izledik. İçindeki küçük Haluk'u dışarıya saldı, herkesi çıldırma noktasına getirmeyi de başardı. Şükür, Selin'in aklına zehir-bir o kadar da tehlikeli- bir plân geldi de sonunda Ali bey akıllandı...

15 Aralık 2015 Salı

Güneşin Kızları: Kaybedince ortaya çıkar pişmanlıklar...


İnsan kendinde ne eksilirse, onun değeri içerisinde en büyük yeri kaplar. Hep böyle olmuştur. Özlemin, sevgin, belki de nefretin bile şekil değiştirir. İçerisinden çıkamadığın duygulara esir olursun. Pişmanlıkların artar. Yoksunluklarına hediye edersin onları. Ama açığı kapatamazsın asla. Bir yerin kanamaya devam eder, damla damla olsa da... Haluk'un yaşadığı gibi bir buhranı herkes kolay kolay kaldıramaz. Ama kafası artık öyle bir raddeye geldi ki, bundan sonra yanında birini kesseler herhalde gıkı çıkmaz...

8 Aralık 2015 Salı

Güneşin Kızları: Baba olmak, olabilmek...


İnsan kendisine en çok da çaresizken, konacak bir dal arar. Umutsuzluğunu, mutsuzluğunu gidermek için çaba sarf eder. Kimi zaman da yaşadıklarının ya da düşüncelerinin içerisinde kaybolup, çaresizce her şeyin geride kalmasını bekler... Ali bu yönüyle şanslı. Ailesinin daima başka bir yana savurduğu olarak, Selin sayesinde hayata tutunması daha kolay. Umut edebilmesi de...

1 Aralık 2015 Salı

Güneşin Kızları: Aşk bu olmamalı...


Bir tarafta hayal kırıklığı, bir tarafta mutluluk. Bir tarafta bilinmeyen onlarca soru, bir tarafta hiç olmadık bir viraj... Güneşin Kızları'nda yine her türlü duygu ve olay vardı. İçinden çıkılamaz dediğimiz soruların cevaplarına da baya yaklaştık. Hatta birisi itiraf olundu bile. Peki ya Selin'in kırılan kalbi? Ali sergilediği bin bir gereksizliği toparlayabilecek mi?..

24 Kasım 2015 Salı

Güneşin Kızları: Ne farkın kaldı?..


Aslında güzel başlayan, ancak sonlara doğru geldikçe iyice sarpa saran bir akışla ekrana geldi bu hafta; Güneşin Kızları. Nefes almadan izlediğim diğer bölümlerin yanında, ara ara mola verme ihtiyacı hissettiğim de çok oldu...

17 Kasım 2015 Salı

Güneşin Kızları: Geçmişin derin sancısı...


Haklı ile haksızın yer değiştirdiği, suçlunun cezasını bulduğu ve aşkın hem komedi hem de dramla güçlü kılındığı bir bölümle ekrana geldi bu hafta; Güneşin Kızları. Yine başından sonuna gerilim doluydu. Lâkin aralara serpiştirilen bin bir komiklikle, o gerilimin yok olduğu da çok oldu...

10 Kasım 2015 Salı

Güneşin Kızları: Bir ateş oyunu...


İki büyük sorunun cevap bulduğu bölümüyle ekrana geldi bu hafta, Güneşin Kızları. Biri Ali ve Haluk arasındaki bağ, diğeriyse Savaş'ın annesinin başına gelenlerin sorumlusunun kim olduğu... İkisi de -en azından benim- beklediğim şekilde sonuçlandı. Özellikle Savaş cephesinde artık Haluk'u görmek istemediğimden, Rana'nın olayın baş kahramanı olmasına sevindim. Tabi gel bunu bir de Savaş'a sor derim...

3 Kasım 2015 Salı

Güneşin Kızları: Tehlikeli bir kumar...


Bazen her şey çok zor ve katlanılmaz gelmez mi size de?.. İçinden çıkılamayacak yüzlerce soru sorarız kendimize. Bazen tamamı kuruntudan ibaret olur, bazen de içindeki gerçek bir acının dışa vurumudur; yaşadıkların. Neyin ne olduğunu bilmeden, korkarak ya da çekinerek yaşamak. Gerçek sandığın her şeyin aslında kocaman bir yalandan ibaret olduğunu öğrenmek. Umut etmek ama her seferinde yeni bir engele hapsolmak. Sevmek ama korkuların uğruna, ondan kaçmak... Güneşin Kızları, başından sonuna etkileyici bir bölümle karşımızdaydı bu hafta. Merakın endişeye, endişenin korkuya, korkunun çaresizliğe, çaresizliğinse büyük bir yalnızlığa dönüştüğünü izledik hep birlikte...

27 Ekim 2015 Salı

Güneşin Kızları: Mertoğlu Virüsü


Adını aşk koyduğun duygunun bir takıntının ürünü olduğunu kabul etmek gerçekten zor olmalı. Altından başka başka yüzlerce sebep çıkma ihtimalini düşünmek, bunu dert etmek ya da her şeyle yüzleşmek de. Ancak, gerçeklerden kaçmak da çok zordur. Ne kadar inkâr etsen de, duyguların ve yaptıkların çelişir. Dedim ya, adını aşk koyduğun en başından beri bir takıntıdan ibaret olabilir...