Beklenen Kral
Dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ocak 2018 Çarşamba

Ufak Tefek Cinayetler: Asıl aldatılan Serhan değil de kim?..


Mutluluğu elimizin tersiyle ittiğimiz çok olur. Kimi zaman bilerek, kimi zaman da farkında olmadan. Etrafında kim dost kim düşman diye bakınırken özellikle, gafil avlanırsın. Her gülen yüze aldanır her asık suratlıyı düşmanın sanırsın. Esasında tıpkı mutluluk gibidir, dost edinmek de. Çünkü çoğu zaman mutluluğa güle oynaya kavuşamazsın. Acı çekmen dahi gerekebilir karşılığında. Pes etmeden mücadele ede ede sonuca ulaşırsın. "Ben bu işin sonunu getiremem" dediğin andaysa, yenilmişsin demektir. Yani ne mutluluk ne de dostluk öyle kolay elde edilen şeyler değil. Gerekirse bedel ödemelisin. Ama tıpkı Merve gibi biriysen, ilk tökezlediğin anda dost dediklerinin düşman olmasına şaşırmaman gerek. Zira her zaman ne ekersen, onu biçersin...

23 Ocak 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: AsFer harcanmayı hak etmiyor...


İnsan aşk için nereye kadar mücadele edebilir? Ne zamana kadar bekler, amansızca ve çaresizce? Niye görülmez ki mücadelesi? Neden beklediğine hiçbir zaman değmez? Kırılan kalbini her daim onarabilir mi? Sonsuza dek süren bir aşk, gerçekten olabilir mi? Yoksa, insan elbet pes mi eder? Ne yaparsa yapsın bir karşılığı yoksa, sonunda kendi içine mi döner? Gözlerinin içine baktığında taştan bir duvar varsa peki? Söyleyin, Aslı derdine çare bulabilecek mi?..

19 Ocak 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Hangi masaldan fırlayıp geldin sen Leon?..


İnsanoğlu değişebilir mi? Olduğundan farklı birine dönmesi için, başından neler geçmesi gerekli? Nasıl bir değişim olmalı ki, kendisi de kârlı çıkmalı sonunda? Değiştiğini söylerken içerisine gömüldüğü yalan, hiç mi fayda etmez mesela? Bir şeyi kırk kere dersen olur mâlum, diye diye de mi değişmez ki?.. Soru çok, cevap Tevfik söz konusu olduğundaysa tek; değişen tek şey, çıkarları olabilir. Bu ona yakışıyor mu? Ne yalan söyleyelim, biz onu zaten şerefsiz sevdik. Bu saatten sonra şerefli olsa, biraz garipserdik...

18 Ocak 2018 Perşembe

Meryem: Mutlu kalmayı beceremeyen bir #SavMer...


İnsanoğlu hep bir şeylerin plânını yapar. Zengin olmanın, iyi bir kariyer yapmanın, başarılı olmanın, ev almanın, emekli olduğunda Bodrum'a taşınmanın vs... Hayatlarımız şanslı bir kesim hariç, hep dik bir yokuşu tırmanmak kadar zorlu olduğu için ister istemez kendine bir hedef koyman ve o hedefte ilerlemen gerekmekte çünkü. Nasıl ilerlediğin, hangi yollara başvurduğun da kimsenin pek umurunda olmaz. Nihayetinde herkes sonuca bakar. Buraya kadar her şey yolunda ama sadece iyilik için plân yapan çıkmaz ki şu hayatta. Gidiş yoluna bakılmadığından, aynı yolla kötülükler yapmak da revaçta. Ama bu şekilde zafere ulaşmak, hiç mi rahatsız etmez insanı merak ediyorum. O kötü plânları bir bir uygularken hiç mi "Ben ne yapıyorum?" demez?.. Oktay'ın sınırı çizilmemiş kötülüklerinin bir sonu olmayacak mı gerçekten?..

16 Ocak 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Sırada kaç farklı Ferhat daha var acaba?




Altından kalkması güç bir hayatınız varsa, geçmişe; her şeyin daha az çetrefilli olduğu zamanlara gitmek isteyebilirsiniz. Zaten kim, derdinin tasasının olmadığı anı arzulamaz ki zora girdiğinde? Kim geçmişe sığınmakta bulmaz çareyi?.. Ama çözüm başlı başına geçmişe dönmekte mi, bir düşünmek lazım. Bugüne ayak uydurabileceğin, hatta geçmişten daha mutlu olabileceğin bir yol var ve sen o yola inatla adım atmak istemiyorsan hata kimde peki? Eskiye sığınan sende mi, yoksa aklında kurduğun olmadık şeylerde mi? Ferhat, aşk gözünü korkutmuş olabilir ama Aslı'yı örselemek buna çare mi?..

12 Ocak 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Baskın basanın, aşk ona inananlarındır...


Bozuk bir zihinle yola çıkıyorsan eğer, eninde sonunda varacağın yer kendi karanlık dehlizin olur. Yaptıklarına ne kadar anlam yüklersen yükle, gerekirse bir ülkenin kurtuluşunu sağlayanlardan olacağını düşün; fark etmez. Eğer bir gün taktığın maskeden sıkılırsan, gerçek kendini bulman ve olası sona yürümen çok da imkansız değil. Güç, insanın en büyük zehridir. Tadına bir kere baktın mı, yola çıkma amacından sapmaya çok yaklaşmışsın demektir. Eğer davanda gerçekten dürüstsen, seni hiçbir şeyin değiştiremediği gibi güç de değiştiremez. Yok, o davayı bir şeyler için araç olsun diye ya da birine kendini ispat için üzerine giydiysen geçmiş olsun. Dağıstanlı, olsun mu?..

11 Ocak 2018 Perşembe

Meryem: SavMer'in senaristle imtihanı...


Sevmek hiçbir zaman tek başına yeterli değildir. Anlayışlı olmak da gerekir, ön yargı taşımaksızın karşındakini dinleyebilmek de. Zira kestirip atmadan, neyin ne olduğunu sorup ona göre hareket etmek en önemlisidir... Bazen kendinden pay dahi çıkartman gerekir. Zira sevgi, empatiyi her daim tetikler. Körü körüne bağlılık değil kastettiğim ama mesela ilk yanlışta hemen duvarlar örmektense kendini yerine koysan, çıkabilirsin belki de işin içinden kolayca. Bir dosya, saklanmış tek bir gerçek bahane olmamalı aşkının yüzüne kapılar örtmek için. Meryem, "Neden?" diye sormayıp da çekip gitmen nedendir söyler misin?..

9 Ocak 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Hayâllerden, halvete...


Hayâl etmeyen insan yoktur. Sizi erişemeyeceğiniz dünyaların içerisine sürükleyebilecek yegane şeyken hem de... Kim mutsuz olduğu durumdan uzaklaşmak için hayâle sığınmamıştır mesela? Kim, zor bir durumda kaldığında her şeyin kitlendiği o ana tekrar gidip "Keşke böyle olsaydı!" diye kafasında yeniden canlandırmamıştır? Bir şey icat etmek için dahi hayâl etmek gerekirken, aşkı inşa etmek için de gerekmez mi?.. Gerekir elbette. Hele de karşındakiyle aranda görünmez duvarlar varsa ve ne sen o duvarları aşabiliyor ne de karşındakinden aşmasını isteyebiliyorsan... Yalnız sorun şu ki, yalnızca hayâl ederek bir sonuca ulaşmak mümkün değil. Hayâlini gerçekleştirmek için çabalaman da gerek. Peki Aslı ile Ferhat artık aşkları için çabalar mı dersiniz?..

2 Ocak 2018 Salı

Dolunay: Veda vakti...


Bir diziyi izlemeye başladığınızda, hele de sevdiğiniz isimler varsa kadroda beklentiniz ister istemez çok yüksek oluyor. Karşınızdaki işin ne kadar iyi olduğu, o oyuncuların kariyerinde nasıl bir sıçrama tahtası olacağını da gözler önüne sermekte zira. Kimse beğendiği oyuncunun ekran ömrü kısa bir işte yer almasını istemez. Pek tabii ne kadar uzun soluklu olursa olsun, kariyerine ivme katmayan işlerden birinde yer almasını da istemez. Yani aslında ikisinin de sonucu aynı yere çıkıyor; iyi performans şarttır ama iyi senaryo ve iyi reji her şeydir. Çünkü ikisinden biri tökezlemeye başladı mı, dönülmez akşamın ufkuna savrulmanız çok da uzun sürmüyor...

29 Aralık 2017 Cuma

Vatanım Sensin: Siz birbirinizi sevmek için yaratılmışsınız...


İyi olmanın suç olduğunu sizin de düşündüğünüz oluyor mu? Hem hayatımızda hem de izlediğimiz şeylerde daima iyilerin kaybetmesi, size de aynı şeyi hissettirmiyor mu? "Neden iyi olduğumda zarar göreceksem, kötü olmayayım ki?" noktasına gelmek sadece bir tercih mi? İyilik yaparken karşılığını göremeyecek olduğunu biliyor olmak peki? İnsan bir beklentiyle iyilik yapmaz elbette ama hep mi ters teper iyilikleri? Kalbinin kiri pası yüzüne yansımışlar kadar yok mu, iyinin kıymeti? Spiro gerçekten ölmeli miydi?..

28 Aralık 2017 Perşembe

Meryem: Aşk güzel şey, tabi yaşamana izin verildiğinde...


Bazen rotasız bir gemi içerisinde yolculuk yapıyor gibi hisseder insan kendini. Ne yaptığının farkındadır ne de yapmadıklarının. Ne olacağını bilmeden öylece yaşar hayatını. Nereye savrulacağını kestirmeden hareket eder. Sonunda istediği limana ulaşır mı bilinmez ama çokça zaman kaybeder... Burcu'nun bende bıraktığı etki de tamamen böyle. Sadece zaman aksın diye bir şeyler yapıyor sanki, yalnızca yaşamış olmak için yaşıyor gibi. O gemiye kaptan olmak isteyen, rotasını da kalbine çevirecek bir Güçlü var ama o da bazen Burcu'yu bilinmezlikten kurtaracağım diye yalnızca gemiye su aldırmakta...

27 Aralık 2017 Çarşamba

Ufak Tefek Cinayetler: Kırık dökük bir Merve İmparatorluğu...


İnsan başkasının mutsuzluğundan beslenmeyi gerçekten nasıl başarır? Nasıl bir yaşanmışlık buna sebep olur ki? Böylesi bir yaşama gayesiyle gerçekten sonsuza dek mutlu kalınabilir mi? Yoksa bir yerden sonra işin rengi değişmeye mi başlar?.. Kurduğun dümenler, tezgahladığın oyunlar ayağına dolanırsa ne olur peki? Hâlâ mutlu kalmak mümkün müdür, yoksa son pişmanlık fayda etmez diyebilir miyiz? Merve için yolun sonu geldi mi dersiniz?..

26 Aralık 2017 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Aşktan kaçmak öyle kolay değil Ferhat...


Her şeyden vazgeçip gidebilmek gerçekten kolay mıdır? Arkanda sevdiğin herkesi bırakarak, bir daha dönmeme fikriyle gitmek mümkün müdür?.. Peki ya sevdiğini gönderebilmek? Arkasından göz yaşı dökmeden vedalaşmak nasıldır? Başkalarının mutluluğu için mutsuz olacakken, nasıl çekip gitmesine izin verir ki insan? Ani bir fren sesi gelmez mi, kolundan tutup da sevdiğine "Gitme!" diye haykırmaz mı gerçek bir aşık? Ferhat sen Namık böyle olsun istiyor diye, artık laf etmesin diye, kendini yeniden ona kanıtlayabil diye gerçekten gönderebilecek misin Aslı'yı sensizliğe? Hadi canım, inanmam...

25 Aralık 2017 Pazartesi

Dolunay: Başarılı performansların yaşattığı dizi...


Aşk, bazen insanın mutsuz olacağını bile bile arkasına bakmadan kaçtığı bir duygu olabilir mi gerçekten? Ne yaptığını bilmeden, düşünmeden hareket etmesinin sonucu mudur yoksa tamamen başına gelenler? Kim mutluluğu elinin tersiyle iterek, kendisine yeni bir huzur ortamı yaratabilmiş ki? Kim, kendini mutsuzluğa hapsettiği için takdir görmüş? Neden, kaçmak Nazlı? Kim, aşktan kaçmanın hayrını görmüş?..

22 Aralık 2017 Cuma

Vatanım Sensin: Orda, bir çift var uzakta... Unuttunuz galiba?


İnsan hayatına bazı yaşananların etkisi çok büyük olabiliyor. Mesela bir savaşın tam ortasındayken, mutlu bir hayat sürebilmenin çok da mümkünatı olmadığı mâlum. Tabii eğer düşman safında değilseniz... Bir de düşman safında olmak zorunda kalan ama eziyet edilen tarafla gönül bağı kurmayı başaranların olduğu bir kısım var. En çok derbeder olanlardan birisi de bu kısımda yer alanlar. Vicdanlarına binen yükse tarif edilemez. Zira birebir tüm eziyetlerin içerisinde yer alıyorlar. Atılan her adımdan esef duyuyorlar ancak kimseye karşı gelemiyorlar. Elbette bu durum sonsuza dek süremez, sürmüyor da. Haklı olan, ezilen ve örselenen için bir şeyler yapmak şart oluyor. Sonra seninle aynı düşünenleri bir araya toplamaya başlıyorsun. Ve başka bir mücadeleye adım atılıyor. Artık hem savaşıyorsun hem de savaş bitsin diye uğraşıyorsun. Pes edecek noktaya sürüklendiğin her seferinde, gözlerinin önüne deniz gibi masmavi iki göz geliyor; mücadelene yeniden sıkı sıkıya tutunuyorsun...

21 Aralık 2017 Perşembe

Meryem: Siz neden #SavMer'e kısacık mutluluğu bile çok görüyorsunuz?


Herkesin acısı kendine. Herkesin yanan kalbi de, öyle. Kimse kimse için bedel ödemek zorunda değil demiştim geçtiğimiz yorum yazımda, bu da aynı hesap bir yerde... Ancak şunu da unutmamak gerek, acılar paylaşıldıkça azalır. Yoksunluklar, sadece derman bulunduğunda giderilir. Yani evet, herkesin acısı kendinedir ama dinmesi için sevgi gerekir. Kimse acısının içerisine gömülerek çözüm yolu yaratamaz. Kimse, böyle mutluluğu yakalayamaz... Hangi karakter için yazdım peki bu giriş bölümünü? Okuduğunuzda gözünüzün önüne sadece bir tanesi gelmedi değil mi? Zira hem Burcu hem Meryem hem de Güçlü acılarının içerisine gömülmüş vaziyette yine...

19 Aralık 2017 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Aşka çoktan teslim olmuş iki zır deli...


İnsan müdahale edebildiği her şeyin üstesinden gelebilecek bir varlıktır. Bir şekilde çıkar yol yaratmakta da üstüne yoktur. Ne şekilde olursa olsun, çözüme ulaşmayı da başarır. Peki ya müdahale edemedikleriyle mücadele etmek konusunda nasıldır? Mani olamadığı, istese de sonlandıramayacağı bir şeyin mücadelesi zaten 1-0 yenik başlamaz mı? Neden kalbiyle savaşır ki insan, üstesinden gelemeyecekse? Kendini salsa, karanlık bir dehliz bile sonunda aydınlanmaz mı? Aslı, o canavara aşık olduğunu kabul etse; sizce de rahatlamaz mı?..

15 Aralık 2017 Cuma

Vatanım Sensin: Mâlum sahneyi yayınlar mısınız rica etsem?..


Şu dünyada en zor şeylerden birisidir iyi insan olabilmek. Onca kötülüğün mesken tuttuğu bir dünyanın içerisine mahkumken hem de. İyi olmak ayrı meziyet, iyi kalabilmek apayrı meziyet. Öyle şeyler görüyor, duyuyoruz ki hiç olmazsa içimizden kötü şeyler geçiriyoruz... Zor bir hayat yaşıyoruz, her yönüyle. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle. Adapte olmak, uyum sağlamak ve her şeye iyi yaklaşmak da çok zor. Yok saymak da imkansız. Çoğu zaman tepki gösterememekse can sıkıcı... Yapamayacağım cesur hamleleri başkalarının yapabilmesine hep özenmişimdir bundan sebep. Leon'a da bu bölüm özendim. Dizinin en iyi karakterlerinden birinin, gerektiğinde karanlık tarafa nasıl bir hızla geçtiğini görmek güzel geldi. Yani evet, iyi insan olmak zor. Ama bazen iyi kalabilmek için, kötülük yapmak gerektiği de bir gerçek...

14 Aralık 2017 Perşembe

Meryem: Aşka değmez mi?..


Gurur bir insanın taşıdığı en asil duygulardan birisidir. Gurur için mücadele etmek de, keza. Çünkü en sonunda elinde sadece o kalsa da, birçok şeye değmiş demektir... Geleceğin ne getireceğini bilemediğimiz bir evrenin parçasıyken kimsenin, kendi yaptıklarımız uğruna hayatını karartmasını beklememeliyiz, bekleyemeyiz. Hele de ucunda, aynı çıkmaz sokak varsa. Tam da bundan bölüm içindeki tavrı sebebiyle Meryem'e kızdığımı söyleyemem...

12 Aralık 2017 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Bir #AsFer masalı...


İnsan kötü birisi olmak için doğmaz. İnsan, kötü birisi olarak da doğmaz. Hayatın sürüklediği gür bir nehir içinde savrulurken, başımıza gelenler bizi biz yapar. O nehrin suyu çekildiğinde ya da kıyıya ulaştığımızdaysa, başımıza gelenlerin tamamı bizim tercihlerimize dönüşür. Zira artık kendi adımlarımızı atıyoruzdur. Aldığımız ani kararlar, nehrin içinde sürüklenirken olduğu gibi kendimizi kurtarmak için değildir. Orada sürüklenirken ne kadar çaresizsek, ayaklarımız üzerindeyken o kadar çok kurtuluş yolu yaratabiliriz çünkü. Yani, kötü birisi olarak doğmayız ama kötü kalmayı biz seçeriz... Peki Ferhat içerisine itildiği kötülüğü bu kadar benimsemişken, onun için iyi birine dönüşmenin mümkünatı var mı? Yoksa zaten aslında iyi biri de, o iyiliğe ulaşmasını bilmek mi gerekli? Aslı bunu başarabilecek mi?..