Beklenen Kral
Dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Mart 2018 Perşembe

Sen Anlat Karadeniz: Aşktan nereye kadar kaçılır ki?..


Dünyanın en kolay şeyi kötü olmak. Zira her daim kafan rahat. Yaptıklarının sorumluluklarını üstlenmek zorunda değilsin, her zaman da sen haklısın; bundan daha keyifli ne var? İstediğin kadar saçmalık yap, yine mağdursun. İstediğin kadar can al, hak etmiştir ölenler. İstediğin gibi döv karını, sevgilini; kesin meşk etmiştir başka biriyle. Sen haksız olur musun hiç? Nerede görülmüş böyle bir şey... İnsan dediğin kendine kaçamaklar yaratmakta büyük bir ustadır. Hele de bencilse, bu konuda üstüne yoktur. Sevdiğini iddia ettiği kadını gerekirse evire çevire döver ama ondan sadâkat beklemeyi de ihmal etmez. Parmaklarını bir hışımda kırar, sevgisi bir dirhem azalmasın ister. Kötülük öyle işlemiştir ki içine, ölümden başka şey iflah etmez onu. Ama en kolayı ölüm, süründüğünü de görelim Vedat'ın...

13 Mart 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Böylesine aşıkken, boşanamazsınız efendim...


İnsan çok hatalar yapıyor. İlerlemek için de genelde yanlış yolları seçiyor. Attığı her adımda, geri gitmesi gerektiğini biliyor ama yine de durmadan ilerliyor. Bazen kendini gitmekten alıkoyamadığından, bazen de aslında o yolda gitmeyi istediğinden. Ama tüm bunların bir zamanı var, yine insan benliğinde. Sonsuz bir yürüyüşe çıkmışcasına ilerliyorken ve büyük bir mesafe katetmişken, birden durup da geri dönmeye çalışman yersizdir. Hele de yolun ortasında kendine, sonuna değin gideceğinin sözünü vermişken. Evet, kayıplar vermiş olabilirsin. Evet, bu yolda ilerlemenin ne kadar hatalı olduğuna sonunda ikna olmuş da olabilirsin ancak, geri dönmek için geç değil mi gerçekten? Peki Aslı, sen Ferhat'ı bu haliyle kabullenmişken; şimdi çekip gitmen neden?..

9 Mart 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Bir küçük CevLeon meselesi...


Geçmişin hesapları bitmez. Aradan geçip giden sadece zaman olmaz çünkü. O zaman akarken ardında çok şey bırakırsın, birçok fedakârlık yapmak zorunda kalırsın, sevdiklerini kaybeder; görece yalnız bir insan olursun. Geride bıraktıklarımız belki hep peşimizden gelmez ama öyle bir an gelir ki, neden geride bıraktığını anlarsın. Tam anlamıyla bir aydınlanma yaşar, hiç olmadığın birisine dönüşmeye karar verirsin. Lâkin eğer doğru kişiysen, bu sadece bir anda saklı kalır. O geride bırakmanın altında yatan esas sebepleri öğrendiğinde, uygulamaya istesen de geçemezsin. Zira hiçbir yanlışı, başka bir yanlışla düzeltemezsin. Hele de yanlış, geride kalana aitse... Leon da tıpkı böyle bir ikilemde şimdi. Eli tetikte, Cevdet'i vurmanın eşiğinde...

8 Mart 2018 Perşembe

Börü: Bazen sadece iyi olmak yetmez...


İnsan, acının ne demek olduğunu en iyi bilen varlıktır. Hem canı yanan hem de can yakan olduğu için özellikle de. İsteyerek ya da istemeyerek, birisinin canını acıttığında otomatikman acısına da sebep olursun. Bunu en aza indirmek için ne kadar çabalarsan çabala, sonuç da vermez bazen. İnsanoğlunun doğasında var vahşilik, kim bilir belki de genlerine işlenmiştir. Bazılarının sıkı sıkıya dizginleyebildiği, bazılarınınsa dur durak bilmediği... Ne olursa olsun, hiçbir dava ve amaç birisinin acısına dönüşmemeli dünyada. Kime ne fayda sağlıyorsa sağlasın, çocuklar ölmemeli. Onların dünyası kararmamalı. Aydınlık bir dünya bırakmak için çaba sarf etmeliyiz el birliğiyle. Bu amaçla görevinin başında olan kolluk kuvvetlerinden birinin, tam da uğruna çaba sarf ettiği çocuklardan birisini öldürdüğünü görmesi eminim ki tarif edilemezdir. Acı ise hiç olmadığı kadar derin...

6 Mart 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Bu değişim sana çok yakıştı Aslı...


İnsan değişiyor. Yaşadıkları onu değişmeye zorluyor. Bazen iyi yönde olan bu değişimler, çoğu zaman kötü yönde oluyor. Hiç olmayacağını düşündüğün birisine dönüşmüş bulabiliyorsun yani kendini günün sonunda. Pişman da olabilirsin bundan, kim bilir belki mutlu da. İnsan değişiyor; en çok da etrafındakileri değiştiriyor... Aslı da değişti, evet. İlk bölümlerdeki o kadın asla değil. Aynı gözü karalık hâlâ baki ama o zaman eline kolayca silah alabileceğini, hatta şarjörünü bir çırpıda değiştirebileceğini düşünebilir miydiniz? Sanmıyorum. Bu, ilk bakışta kötü yönde bir değişim olarak gözükebilir. Aslı pişmanlık da duyabilir. Ama o değişirken, beraberinde Ferhat'ı da değiştirdiği gerçeğini atlamaması gerek. O biraz Ferhat oldu, Ferhat da biraz Aslı. Birbirlerini tamamlamaya bu kadar açıkken, yolları asla ayrılmamalı...

4 Mart 2018 Pazar

Fazilet Hanım ve Kızları: Geldi gelmekte olan...


Aşk dediğin, karmakarışıktır. İçine düştüğünde sarhoş gibi olman da kaçınılmazdır. Ne yaşadığını, ne istediğini, ne söylediğini bilmediğin bir hale bürünmen de keza. Ama birisine hayranlık duymak da böyledir. Kafan aynı şekilde karışır, bambaşka düşüncelere gark olursun, sonunda belki de hiç istemeyeceğin bir yola savrulursun. Aşık oldum sanarsın ama eninde sonunda olmadığını anlarsın. Kimi zaman bu gerçeği biri yüzüne tokat gibi çarpar, kimi zaman da sen gerçek aşka düştüğünde duruma ayarsın. Hazan gel kabul et, sen Yağız'a aşıksın...

1 Mart 2018 Perşembe

Börü: İlk bakış


Çok da sevdiğim bir tür olduğunu söyleyemem, askeri dramaların. Özellikle de Türk yapımı olduğunda, kullanılan dil sebebiyle ister istemez uzaklaşıyorum. Zira esas noktanın dışına çıkıldığını, bir şeylerin arkasına saklanıldığını görmek canımı sıkıyor. Tam da bundan sebep, Dağ serisini de izlemedim. Buna ön yargı diyebilirsiniz belki ama şuan izlemediğime pişman olduğumu not düşmekten kıvanç duyarım. Ne de güzelmiş hamasetten uzak diyaloglara sahip bir askeri dizi izlemek. Börü ile galiba bu yapımlara yaklaşımım tümü ile değişecek...

27 Şubat 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Ciğerimiz kalmamıştır...


Bazı şeyler birikir, birikir. İçinden çıkılmaz bir hâl alır sonrasında. Elini kolunu nereye koyacağını bilemediğin bir sıkıntı kaplar içini, yüreğin dağlanır ve geriye sadece acı kalır. En tehlikelisidir o birikenlerin taşması, zira sonrası tufandır... Aslı'nın da Ferhat'ın da acısı var. İkisinin de geçmişten gelen dertleri, atlatamadığı travmaları var. İkisinin de kalbi deliler gibi sızlamakta. Hem de bu sefer aşk ile değil, acıyla. Üstesinden gelmesi zor baba özlemi ve abi kaybıyla...

23 Şubat 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Dişe dokunur şeyler arıyor gözler...


Ne kadar çabalarsan çabala, istediğinin olmadığı zamanlardan geçebilirsin. Ne yaparsan yap, olacak olanı değiştirme kudretin olamayabilir bazen. Neye inandığın ya da inanmadığın da çözüm değildir. Hayat bu, sana sormadan akar ve sen bir yerinden tutup kendini sağlama almaya çalışırsın. Başarılı olur musun? Tartışılır... Cevdet uzun zamandır vatan haini damgası yiyerek, vatanı için mücadele etmekte. Hiç olmadığı kadar kendinden ve ailesinden fedakârlık yaptı ve daha da yapmaya yeminli. Ama işler istediği gibi gidecek mi, gerçek bir muamma...

20 Şubat 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Ayrılık çanları mı o çalan? Olmasın...


Mutluluk öyle kolay elde edebildiğimiz bir şey olmamıştır hiçbir zaman. Elde ettikten sonra da uğruna bir bedel ödemek zorunda kalırız hep. Hayat, bize ders vermek için mutlu eder sanki. Çok mutlu olduğunda da, sillesini ensene indirmek için pusuda bekler. İndirir de hani, hiç acımaz... Aslı'nın ensesine de indirdi şimdi hayat, o silleyi. Dolaylı olarak Ferhat'ın ensesine de. Her şey çok güzel gidiyordu, elbet bir çelme gerekti çiftimize...

16 Şubat 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Bu savaşın mağlup aşıkları...


Karakter dediğin çok önemli bir gereklilik, insan dediğimiz varlıkta. Neyi nasıl yaptığımızın, nasıl davrandığımızın, hareket ettiğimizin ve tepkilerimizin tamamını o belirler zira. Yüzümüze maske takabiliriz belki ama karakterimizi saklayamayız. İster istemez dökülür dilimizden her konuda gerçek düşüncelerimiz, hareketlerimize yansır gerçek tavrımız. Sonra bir bakmışsın, yapayalnızsın. Ölüme bir karış mesafede, hâlâ başkalarının kuyusunu kazmaktasın. Sen karaktersiz bir vatan hainisin Dağıstanlı ve hep öyle anılacaksın...

14 Şubat 2018 Çarşamba

Ufak Tefek Cinayetler: Neler oluyor size senaristim?..


Bir diziye karşı beklentilerimi düşük tutmaya başladığımda, ondan sıkılma eşiğine çok yaklaşmış hissederim hep. İster istemez izlediklerimizin bir manasının olmasını bekliyoruz nihayetinde. Gerçek bir amaca hizmet etsin, sırf vakit geçsin diye yazılmış/çekilmiş olmasın istiyor insan sahnelerin. Tabii beklentilerin gerçeğe yansıması hiç de öyle olmuyor. Resmen üç dakikalık final sekansı için, tam yüz kırk yedi dakika bölüm izledik ve buna gerçekten inanamıyorum...

13 Şubat 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Ferhat'ın kalesi artık tam anlamıyla Aslı'nın...


İnsanın hayatı boyunca zor zamanlar geçirdiği anlar elbet olur. Üstesinden kolayca gelebileceği ya da bir daha hiç eskisi gibi olamayacağını düşündüğü şeyler yaşar. Bazen gerçekten zordur da; eskisi gibi olmak, eskiden olduğu gibi düşünebilmek. Nereye kadar mücadele edebilirsin ki zaten, başına gelen felaketlerle. Bir yerden sonra ister istemez pes etmiş bulursun kendini. Ama eskisi gibi olmak ne kadar zorsa, bu yola baş koyduğunda üstesinden gelmek de o kadar kolay. Hele de yanında elinden sıkı sıkıya tutan ve seni her durumda desteklediğini bildiğin biri varsa. İşte tam da bundan Ferhat çok şanslı. Aslı onun sadece aşık olduğu kadın değil, aynı zamanda geçmişin acılarını bir bir yok eden ilacı...

9 Şubat 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Bize eski Hilalimizi geri verin...


Hayâl etmeyi ne çok severiz, ne çok isteriz ulaşmak istediklerimizle aramızdaki mesafeleri bir anlık da olsa aşmayı. Sanki o an'daymış gibi yaşamayı, düşünmeyi, artık bambaşka bir dünyaya aitmiş gibi hissetmeyi. Ne çok arzularız her şeyin hayâllerimizdeki gibi kalmasını, daima mutlu ve emellerine ulaşmış olmayı. Ama ne çok hayâl kırıklığı da yaşarız, ne çok yanar canımız. Hayâllerin hükmü ne azdır gerçeklere... Sorarım size, ne zaman ulaşacağız hayâllerimize? Ne zaman mutlu göreceğiz, Leon'la Hilalimizi? Görebilecek miyiz ya da? Birbirlerinin elini korkusuzca tutup mücadele verdiklerine şahit olacak mıyız? Yoksa hep bir arada oldukları anları mı kovalayacağız? Peki, sonunda yakalayabilir miyiz gerçekten?..

7 Şubat 2018 Çarşamba

Ufak Tefek Cinayetler: Ne izledik biz?..


Hayatımızda, beklenti denen şeyin nasıl bir hayâl kırıklığına dönüşebildiğine tanıklık ettiğimiz anlar az değildir. Yüksek tutulan her beklentinin, bir yere çakılma serüveni de vardır. Zira siz beklentiyi ne kadar zirvede tutarsanız tutun, hayatın size sunduğunun limiti bellidir... Aynı şeyi diziler, dizilerimiz için de söyleyebiliriz elbette. Şahane bölümler izlersiniz, kendinizden geçersiniz. Hatta günleri dahi sayarsınız, salı gelse de izleyip keyiflensek diye. Peki karşınızda kocaman bir olmamışlık duruyorsa ne yaparsınız? İnanın ben her şeyin rüya olması ihtimaline dahi tutundum, bir ara ayılmak için silkelendim. Yok, rüya değildi. Biz bir saatten fazla hiçbir amaca hizmet etmeyen bir yangın sahnesi izlemiştik. Sadece bölümün başı ve sonu bir şeyler vaat ediyordu. Ortası, tam bir karanlık dehliz. Bir daha asla girmek istemeyeceğiniz kadar zifiri hem de...

6 Şubat 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Çay soğudu Ferhat, Aslı da yoruldu...


İnsan yaptıklarının bedelini bir şekilde ödüyor. Kimsenin hakkı da ahı da kimsede kalmıyor. Mutluluk için çaba sarf edenle, mutsuzluğa kucak açan arasındaki fark kadar keskin; ektiğini biçme hızı. Gün geliyor, rüzgar tersten esmeye başlıyor. Sen, onca mücadeleyi görmezden gelirken şimdi kendini bir anda kucak açtığın o mutsuzlukla baş başa buluyorsun... Çay soğudu Ferhat, Aslı da yoruldu. Her ne kadar bu kaçak dövüş halinden çokça sıkılmış olsam da, bu dersi hak etmediğini söyleyemem...

2 Şubat 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Artık resmi bir evlilik gerekmiyor mu sizce de?..


İnsan ne çok fedakârlıklar yapmak zorunda kalıyor hayatı boyunca, ne zor mücadeleler verirken buluyor kendisini. İstesin ya da istemesin fark etmez, ne çok sınanıyor. Ne çok yanıyor kalbi... Herkesin sınavı başka, herkesin savaşı da başka. İçinde olduğun durum, tuttuğun taraf, baktığın açı bile her şeyi değiştirmeye yeter de artar. Gerçek bir savaş dönemindeysen eğer, tamamen değişir her şey. Sen, ayak uydurabilirsen ayakta kalabilirsin ancak. Ya uyduramazsan? Büyük bir bilinmezlik... Azize hayatının en zorlu mücadelesini verdi. Şükür ki güçlü bir kişiliğe sahipti ve direndi, ayak uydurdu. Tüm mücadelesinin karşılıksız olduğunu düşündüğü o anda ise, karşısında ömrünü adadığı adamı buldu. Değmişti yani her şeye, artık özgürdü...

31 Ocak 2018 Çarşamba

Ufak Tefek Cinayetler: Kaderden kaçamazsın da, Merve'nin şerrini ne yapacağız?..


Kader dediğimiz şeyin esiri olmadığınızı düşündüğünüz hiç oldu mu? Başınıza gelen kötü şeyleri onun üzerine yıkmak bir çeşit kurtuluş gibi değil mi sizin için de?.. "Kaderden kaçamazsın", çok sevdiğim bir dostumun sıkça sarf ettiği bir söz. Şahsen ben de zaman zaman aynısını düşünüyorum ama bazılarının kaderi alt etme gücü olduğuna da inanıyorum... Tabii kadere rest çekebilme gücüne sahip olduğunu düşündüğüm insanlara hayranlıkla baksam da, nereye kadar mücadele edebileceklerini sorgulamıyor değilim. Evet, gidişatı belirli süreliğine değiştirebilirsin. Lâkin, sonunda her şey yine kaderin istediği gibi gelişirse ne yaparsın? Merve bu sefer de, kaderi alt etmeyi başaracak mı?..

30 Ocak 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Bu yanlışı nereye kadar sürdüreceksin Ferhat?..


İnsan yapamadıklarından ama en çok da söyleyemediklerinden pişmanlık duyar. Arkasına dönüp baktığında yüzüne çarpanların büyük kısmı da bu olur zira. Aklının köşesinde hep bir, "Keşke" taşır. O 'keşke'den sonrasını hayâl etmeyi de ihmal etmez. İyi ya da kötü, ne yaşamış olursa olsun; insanın hayatı hep keşkelerle doludur. Ve o boşluğu doldurmanın bir yolu olmadığı için tek çare, inat etmemek değil de nedir? İnsanın sevdiği vede sevildiği birinden kendini uzak tutması nasıl bir çözüm olabilir? Bu ceza değil midir? Aceleci davranmanın, olmadık bir çabayla bir hiçliğe sürüklenmenin nesi insana iyi gelir? "Sevmek, gerekirse sevdiğin için kendinden vazgeçmektir" demişler ama sen sadece kendinden değil, Aslı'dan da vazgeçiyorsun Ferhat. Dön artık yanlışından...

26 Ocak 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Hayatımızdan bir Tevfik geçti, üzdü de gitti...


Kötüleri sevmek zordur. Onlarla empati yapabilmek, yaptıklarını desteklemesen bile varlığına tahammül etmek; çok zordur. Derdinin tasasının senin keyif sebebin olduğunu bildiğin bir karakterin kötülükler yapmasını izlemek de işkencedir biliyorsunuz. O andan itibaren terazi senin aleyhine işler çünkü. İzlediklerinden afakanlar basar ama hiçbir çare bulamazsın derdine. Final gelecek de, kötü cezasını bulacak. Yaptıklarının bedelini ödeyecek ve nalları dikecek. Ölme eşeğim, ölme... Bu genel kanıyı yıkmak ne kadar zorsa, kendini sevdiren bir kötünün ölümüne üzülmek de o kadar kolay. İçinin cız etmesi hele, en kolayı. Zira kötülük bir ruh hali yansıması, o kötüyü kendinden bir şeyler katarak canlandırmaksa sevginin anahtarıdır. Şerefsiz Tevfik'i bu kadar sevdiysek eğer, sebebi yazılandan ziyade Onur Saylak'ın mükemmel performansıdır...