Ulan İstanbul: Gitti paralar - Beklenen Kral

9 Eylül 2014 Salı

Ulan İstanbul: Gitti paralar


Uzun zamandır izlediğim en güzel bölümlerden birisiydi, dün akşam yayınlanan on ikincisi... İlk defa bir konu ikinci haftaya sıçramıştı ama sıçrayış biçimi o kadar karmaşıktı ki, bölüm boyu sıkıldığımdan daha fazla sıkılmıştım on birinci bölümün son sahnelerinde... O yüzden bu bölümden de umudum yoktu açıkçası. Yine aynı karmaşıklığın olacağından korkuyordum. Ancak, öyle olmadı. Gayet keyifli bir bölümdü. Hele sonları ise tam bir sürprizdi... Bakalım, on ikinci bölümde neler olmuş...

Diziyi geçen bölümde, Ferdi ve Derya'nın yakınlaşması Ada tarafından görülmüş izleniminde bırakmıştık. Görme ihtimali yüksek gibiydi ama öyle olmayacaktı...

On ikinci bölüm

Ada, restoranın balkonuna geldiğinde meraklı gözlerle etrafına bakınmaktaydı. Hala ikiliyi görememişti ve sonunda isimlerini zikretmek aklına gelmişti. Bu sırada birbirlerine -saçma- bir şekilde yakınlaşan Derya ve Ferdi ise hemen toparlanıp Ada'nın yanına gelmişlerdi... Ada, ikilinin ne konuştuğunu merak ediyordu ama istediği cevapları alamadan, telefonu çalmıştı...


Vahit, avda av olmuştu malum. Doğan ve Kandemir'in tavırlarını önce önemsemeyen Vahit'in, Kandemir'in haber verdiği Bahadır'ın onun telefonuna yolladığı bir video ile aklı başına gelmişti. Bu video, beş yüz bin lira getirilmediği takdirde tüm televizyon kanallarına yollanacaktı ve işte şimdi gözü korkmuştu... Vahit önce adamlarına silahlarını indirtti ve daha sonra da Ada'yı arayarak kasadan beş yüz bin lira para çıkartmasını ve bir adamına vermesini istemekteydi. Ada babasının böyle geç bir saatte, bu istekte bulunmasını anlamlandıramamıştı ancak, bu iki türlü de Ferdi ve Derya'nın kurtuluşu olmuştu... Ada'nın verdiği para, oraya ulaşmıştı ve Kandemir'le, Doğan parayı almış; "eğer, fukara insanları tekrar aynı şekilde kullanmaya çalışırsan bu görüntüleri medyaya servis ederiz" diye adamı tehdit edip oradan uzaklaşmışlardır. Ama bu vak'a, böyle kolayca sıyrılabileceği işlerden birisi olmayacaktı çetemizin...


Başka önemli bir durum da, Karlos'tur... Yaren ve Tuncer, Karlos'u kurtarmak için şirketin önündedir. Tuncer güvenlikleri oyalarken, Yaren de Karlos'u kurtarmanın peşindedir. Şirketin bahçesinde, bir koli kartonunun üzerinde baygın bir vaziyette yatan Karlos'u gördüğünde önce oldukça sevinmişti ama baygın bir haldeydi. Ayrıca, görüntüsü gerçekten de hiç normal değildi. Güvenliği akıl tutulmasına sevk eden Tuncer ise hemen ikilimizin yanına gelmiştir. Tabi o heyecanla önce Karlos'u bir güzel ayaklarıyla çiğnediğini not düşmem gerekir... Sonunda Karlos ikisinin kolları arasındadır ve işkenceleri sona ermiştir...


Artık paranın tamamı toplanmıştır. İçerisinden Doğan'ın hakkını verdikten sonra, şimdi sırada mahalleyi terk etmenin planlarını yapmak vardır... Mahalleye ve insanlarına oldukça bağlanan çetemiz, oldukça üzgünlerdi aslında bu veda sebebiyle... Mahallede kaldıkları sürede, baya çektikleri Servet'e özellikle ayrı bağlanmışlardı... Bahadır'ın aklıysa, Vahit'in peşlerini düşüp düşmeyeceği noktasında takılı kalmıştı. Her fırsatta bu konuyu dile getiriyor ama verilen cevaplardan bir türlü tatmin olamıyordu. Nitekim, emin olmamak noktasında haklı olduğunu Vahit'in atacağı adımlardan sonra iyice anlayacaktık...

Hayati yine içinden çıkılmaz planların içerisinde gösterilmektedir. Karısını kilidini bozduğu odada mahsur bırakan Hayati, bu kapıyı açmanın yollarını öğrenmek istiyordur... Gelen çilingirle birlikte bu emeline ulaşacaktı... Nitekim ulaştığı bu emeli, kim ve ne için kullanacağı konusu çok da muallak değildi. Hayati, bizimkilerin ofisine dikmişti gözü. Orada arayacaktı hazinesini ve sonrasında edindiğiyle hazineden daha değerli şeyler olduğunu da öğrenecekti...

Vahit kendisine kurulan kumpasın bedelini ödetmek istemekteydi ve çevresinde bir muhbir olduğundan emindi. Daha sonra doktorunun dediğine aklı yattı ve eski ortaklarından birisini hapishanede ziyaret etmesi için adamlarını gönderdi. Adamlar geri döndüklerinde ise elleri boş gelmemişlerdi... Eski ortağı bir isim vermişti ve bu isim, Doğan'dan başkasını işaret etmiyordu... Doğan'ın başı artık dertteydi ancak, en büyük dert aslında bizimkilerin başına gelecekti. Mahalleden ayrılmak ve kendi yaşamlarına dönmek için onca mücadele ederken; Vahit'in bir şekilde önlerine çıkacak oluşu, tüm planlarını mahvedecek gibi duruyordu...


Yaren ve Karlos ise plakçının yolunu tutmuşlardır. Yaren, oldukça mutludur ancak, biraz sonra tüm sevinci kursağında kalacaktır... Plakçı, Yaren'e albüm çıkartmak istiyordur ama sadece onunla çalışmak şartıyla... Yani, Karlos'u asla yanında istemiyordur. Bunu dile getirdiğindeyse, beklenen bir tepkiyle karşı karşıya kalmıştır... Birbirlerini çok seven ikilimizin mücadelesi görülmeye değerdi, anlayacağınız...

Vahit, Ceyhun'un çalıştığı karakola gelmiştir adamlarıyla ve eski ahbabı olan emniyet amiriyle görüşecektir... Bu görüşmenin sonrasında ise elbette, amir tarafından koşulsuz biat sergilenmektedir Vahit'e karşı. Önce Ceyhun'u çağırmış ve tam o Doğan'ı görecekken, Ceyhun; "bu akşam kız arkadaşıma evlenme teklif edeceğim, izin istiyorum" diyerek Doğan'ın fotoğrafını görmekten son anda geri durmuştur... Onun gidişi ardındansa, bu görev Esra'ya verilmiştir ve o da hakkıyla görevini yerine getirmektedir...



Akşam olmuş ve Şehriban, Kandemir'lerdedir... Ertesi akşam için hayırlı bir işe geleceklerini söylemektedir. Bu sırada, Derya ise Ceyhun ile yemektedir... Ceyhun, yüzük yanında artık evlenme teklif etmeye hazırdır ve Derya ise bunu nasıl reddedeceğini düşünmenin derdindedir... Tam bu sırada bizimkilerden bir mesaj gelmiş ve dizleri üzerine çöken Ceyhun'un evlenme teklifi kabul etmiştir Derya... Kandemir, Şehriban'ı ertesi gün için kabul etmiş ve Derya'da evliliğe bir adım daha yaklaşmaktadır farkında olmadan... Zira, planların hiçbirisi istedikleri şekilde gitmeyecektir...



Şehriban, Maşuka ve Ceyhun ertesi akşam bizimkilerin kapısındadır... Kapıdaki hoş geldin seremonisinin ardından, Karlos ve Yaren'in sergileyeceği başka bir seremoni beklemektedir onları... Eski İstanbul kıyafetleri giyen ikilimiz. "Bıktım bu bekarlıktan" şarkısını söylemektedirler... Gayet şahane bu şovun ardından, kız isteme töreni başlamıştır... Şehriban, Kandemir'den; "kızını oğluna rica" etmiştir. Kandemir ise bu ricayı geri çevirmemiştir...


Bu sırada Hayati, çilingirden aşırdığı maymuncukla bizimkilerin restoranının önündedir... Hiç zorlanmadan(!) içeriye girmiştir ve kucağında para ile dolu çantayla oradan uzaklaşmaktadır... Uzun zamandır, hazine arıyordu ama bu bulduğu hazineden daha değerli bir miktarda paraydı... Bu yaptığıyla çetemizin tüm planları da haliyle yatacaktı...

Şehriban'lar kız isteme töreninin ardından mahallede davullu zurnalı kutlama yapmaktadırlar... Bu sırada ise Doğan bizimkilerle vedalaşmış ve gitmektedir oradan. Esra'nın da geldiği kutlamalarda, iki gündür can hıraç araştırdığı Doğan'ı görmesi an meselesidir.... Ve Kandemir'le vedalaşırken görür gibi de olmuştur ama Karlos'un bilmeden yaptığı tampon müdahale, Doğan'ı fark etmesini engellemişti... Davullu zurnalı şenlik bittiğinde ise artık evi ve mahalleyi terk etmenin zamanı sonunda gelmişti...


Evdeki tüm eşyalarını bir kamyonete yüklemiş, restorana parayı almaya gitmekteydiler... Restorana geldiklerinde ise çetemizi bir sürpriz beklemektedir... Ofiste parayı koydukları yere giden Bahadır, para kutusuyla gelmiştir ancak kutuda paradan eser yoktur... Bahadır'ın şaşkınlığına, Karlos ve Ferdi'nin ki karışır ve on ikinci bölümün perdesi aşağıya iner...

Restoranın güvenlik kameralarını, "nasılsa gidiyoruz" diye önceden devre dışı bıraktılarsa; muhtemelen ilk etapta, bu para meselesinden sorumlu tutulacak kişi Doğan olacak. Onun paraya karşı nasıl hassas olduğunu çok iyi biliyorlar zira. Ama yok kamera kayıtları alınmaya devam ediliyorsa, bir dahaki bölüm Hayati'yi enseleyeceklerdir. Hayati'nin çaldığının hemen çözülmesi durumunda, olaylar hemen noktalacağından; şahsen bu konunun Doğan üzerinden yürüyeceğine inanmaktayım. Ayrıca, çetemizin sıfırdan yeniden bir milyon lira biriktirme gayreti içine girmeleri durumu var ki, beni en çok sevindiren ihtimal de o zaten... Uzun lafın kısası, haftaya hangi senaryonun tutacağını büyük bir merakla beklemekteyim...

Bakalım, çetemizi haftaya neler neler bekliyor...

Sevgilerimle...
Beklenen Kral

twitter.com/BeklenenKral
BeklenenKral@gmail.com

11 yorum :

  1. Dün akşam gezmekteydik ve izleyememiştim bu bölümü ve aklıma siz geldiniz dedim yarın muhakkak ki beklenen kral yorumlarıyla yazar yanılmamışım izlemiş kadar oldum teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler... :)

      Gezmeler iyidir de, genelde tv'den uzak bir dünya vaat edilir. :) İzlemiş kadar olduğunuza çok sevindim...

      Sevgilerimle...

      Sil
  2. Çetenin parayı tekrar toparlamasını görmek için sabırsızlanıyorum. Kimse Hayati'nin paraları çalacağını tahmin etmiyordu. Herkes gibi ben de bunun sorumlusunun Doğan olacağını düşünürken, bu ters köşe çok şaşırttı doğrusu.

    Bir de Ceyhun ile Derya var. Onunla dalga geçmek için Derya'ya kabul etmesini söylediler ve o da kabul etti. Kız istendi, kutlamalar yapıldı ve paralar gitti. Bakalım evlenmeye kadar uzayan bir süreç mi olacak, yoksa başka şaşırtıcı şeyler mi göreceğiz...

    Ceyhun da bir türlü Doğan'ı göremedi. Ama öyle tesadüfler oldu ki, şaşırıp kaldık.
    .
    Bu arada çoğu yerde Derya'yı canlandıran Sevtap Özaltun beğenilmiyor. Peki siz beğeniyor musunuz? Benim çok ciddi bir sorunum yok, ama kendini geliştirmesi lazım.

    Sonraki yazılarda görüşmek üzere. Sevgiler... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekşi'de bir arkadaş benim içime kurt düşürdü aslında. Bir ihtimal daha var yani, senaryoda atladığımız. Doğan hani bir bavulla gelmişti içi de, sahte altın çikolata ile doluydu?..

      Hayati'nin onları altın sanıp çalma ihtimali var. Yani paraları da Doğan çalmış olabilir... Ben bu kurguyu hiç düşünmemiştim ama ekşi'de gelen mesajı okuduğumda dank! etti resmen. :) Zira, o sahte altın çikolataların bir yere bağlanması gerekiyordu... Haftayı merakla bekliyorum tam da bu yüzden...

      Bizimkiler gidemeyecek o belli... Ceyhun ve Derya da tam bu sebeple evlilik yolunda ilerleyecekler bence. Zira, Maşuka yanıyor ve evlenmesi için önce Ceyhun'un evlenmesini şart koşmuştu Şehriban ona... Yani Maşuka, Şehriban'ı gazlayacaktır da gazlayacaktır. Ceyhun da kör kütük malum. Derya'nın kurtuluşu yok gibi. :)

      Bu arada ben Sevtap Özaltun'un oyunculuğunda bir sorun görmüyorum, açık söylemem gerekirse. Bence beğenilmemesinin ana sebeplerinden birisi Kaan Yıldırım faktörü... Malum, kendisi genç kızların yeni gözdelerinden ve onun ekran karşısında dahi olsa başka birisine aşık olduğunu görmek, diş biletiyordur Özaltun'a karşı... Bu Güneşi Beklerken'de ki Yağmur Tanrısevsin durumu gibi yani biraz da bana göre... :) Donuk bakışları noktasında kendini geliştirmeli ama bence de... Bir de o saç stili çabucak değişmeli...

      Teşekkürler yorumuna...

      Sevgilerimle... :)

      Sil
    2. Ben oraya çok dikkat etmedim, edemedim. O yüzden tekrarı yayınlanınca daha da dikkat edeceğim. Acaba Uğraş Güneş'in kafası karışmıyor mu senaryoyu yazarken? Bizim kafa bir-iki saniyede allak bullak olurken... Neyse. Yine güzel bir bölümdü. İnşallah Karadayı ve Reaksiyon karşısında iyi reytingler almaya devam eder de, Kanal D kıymaz diziye...

      Dediğim gibi çok sorun yok Özaltun'un oyunculuğuyla ilgili. Zaten bu tür aşklarda bir tarafın oyunculuğu daha fazla seviliyor. İyi bulduğumuz performanslar gelen yorumları gözümüzde azıcık değer kaybına uğruyor. En iyisi insanların ne dediğine bakmamak ve buna kendi kendimize karar vermek. Kadronun en zayıf halkası olsa da kendini geliştirebileceğine inanıyorum.

      Maşuka ve Şehriban'a da hiçbir lafımız yok. Her bölüm daha da muhteşem oluyorlar.

      İlginiz için ben teşekkür ederim. Sevgiler... :)

      Sil
  3. Ellerinize sağlık çok güzel ozetlenmis yorumlanmis :) beni böyle sevi yazıyor musunuz acaba yeni sezonu dun başladığı için söylüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler.. :)

      Beni Böyle Sev'i daha önce pek izlemedim açıkçası. Ama onu da izlenecekler listeme ekliyorum. :)

      Sevgiler...

      Sil
  4. Parayı doğanın çalması imkansız. Doğan dememişmiydi Kaptanın zamanında ona çok iyilik yaptığını ona ihanet etmez. -N4

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her bir ihtimali düşünmeye sevk ediyor, yazan Uğraş Güneş olunca... :) Böyle bir durum da var haklısınız ama hani sürekli bir paragözlülüğün vurgulanması da var. En iyisi pazartesiyi beklemek olacak zannediyorum. :)

      Sevgiler...

      Sil
    2. Doğan parayı çalmadı gençler hayati aldı. Doğanla kandemiri adanın babası rehin aldı saten şimdi hem doğanla kandemiri geri almak için uğraşacaklar hemde tekrar parayı toplamaya çalışacaklar ve doğan ekibe katılmış oldu.

      Sil
    3. Bu da başka ve olması muhtemel bir alternatif... Pazartesi göreceğiz bakalım, durum neymiş... :)

      Yorumuna teşekkürler, sevgiler...

      Sil