Beklenen Kral
Komedi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Komedi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Kasım 2014 Salı

Ulan İstanbul: Ölüme kucak açmak


Son sahnesine kadar gayet eğlenceli giden ama Karlos'un vurulmasıyla, iyi giden her şeyi de rezil eden bir bölümle ekrana geldi dün akşam Ulan İstanbul... Çok fazla uzatmadan lafı, dizinin dün akşam yayınlanan yirminci bölümünün analizine başlayalım...

30 Ekim 2014 Perşembe

Yalan Dünya: 4. sezon


Uzunca bir ara ve sonrasında yaşanan yayın günü/saati bunalımından sonra, dün akşam kavuştuk Yalan Dünya'ya... Yaz sezonunun hemen ardından girmiyor zaten genel olarak ama ilk defa bu kadar geç girdi yeni sezona. Bunda tabi yapımın bir suçu yok. Kanal D bir sezonda ekrana on altı dizi sürme macerası içerisine girdiği için, yer bulunamadı. Yer bulunsa bile saati neredeyse gece yarısını gösteriyordu ve bu da kimsenin kabul edeceği bir şey değildi. Saat 23:15'de dizi mi başlar?.. Gece showu mu bu?.. O saat için sadece Beyaz'ı memnun edebilirlerdi ve nitekim, daha sonra yine büyük bir belirsizlikle ama en sonunda dün akşam yeni sezonuna merhaba dedi... 

28 Ekim 2014 Salı

Ulan İstanbul: Asil Nevizadeler


Belanın bir türlü peşlerini bırakmadığı Nevizadeler, yeni bir güne uyandıklarında; her şey yine karman çorman bir tabloyu resmediyordu ama günün sonunda hepsinin üstesinden teker teker gelmeyi başardılar... Bu başarının sonunda ise yine bir kuşku ve endişe beklemekteydi herkesi... Ulan İstanbul, kendine yaraşır bir bölümle daha ekrandaydı anlayacağınız. Lafı daha fazla uzatmadan, on dokuzuncu bölümün  analizine başlayalım...

24 Ekim 2014 Cuma

Kocamın Ailesi: Güneşin doğuşu


Geçişler hep sancılıdır; yeni başlangıçlar ve radikal değişiklikler de... Dizinin yaşadığı sürecin de böyle olması beklenirdi ama değişikliğin olduğu ilk bölümde -14- dahi bir pürüz yoktu. Bunda en büyük pay elbette senaristlerindi. Her ne kadar artık ismiyle alakasız bir dizi olsa da, sonuç büyük bir başarıyı resmediyor, Kocamın Ailesi'nde...

22 Ekim 2014 Çarşamba

Galip Derviş: Üçüncü sezon


Aylarca merakla beklediğimiz Amerikan dizileri gibi, beş aylık uzun bir aranın ardından Pazar akşamı üçüncü sezonuna merhaba dedi Galip Derviş... Merakla bekledim diyorum ama diziyi Pazar gecesi değil de, dün gece yazıyı kaleme almadan hemen önce oturup izleyebildim... Bu arada uzun uzudıya süren dizilerden artık gerçekten illallah ettiğimi de fark ettim... Kısa ama o kadar dokunan bir bölümdü ki, "ne yani diğer dizilerimizde dertlerini böyle sürelerde anlatamaz mı sanki?" diye iç geçirmedim değil. Kısa diyorum da yine reklamlar hariç 60-70 dakika sürdü bölüm. Bu bile normal şartlarda oldukça uzunken, neden 40-45 dakikalık kısa ama vurucu diziler çekemiyoruz gerçekten merak ediyorum...

21 Ekim 2014 Salı

Ulan İstanbul: Hayati'nin imtihanı


Yine çetrefilli, komik, heyecanlı ve bol ele yüze bulaştırmalı bir bölümdü dün akşam izlediğimiz, on sekizincisi... Bölümün sonunda, yaratılan kurgu ağı sayesinde her şey birbirine o kadar mükemmel bağlandı ki etkilenmemek elde değil, Uğraş Güneş'in kaleminden... Lafı daha fazla uzatmayayim ve başlayalım bölümün analizine...

14 Ekim 2014 Salı

Ulan İstanbul: Kandemir'in kabusu


Yeniden bir sonraki haftaya sarkan işlerinin, en dramatik yönü ise iş üstündeyken yakalanmaları oldu çetemizin. Cidden hiç bahtları yok yahu... Nereye gitseler, orada Ceyhun... Şimdi birde üzerine yetmezmiş gibi Maşuka ve Şehriban da yanında... Ulan İstanbul bu kadar çok karşılaşmayı sorgulatsa bile bizlere, ne mümkün kızmak Uğraş Güneş'e... Kafiyemi de yaptım(!), o zaman on yedinci bölümün analizine başlayalım...

10 Ekim 2014 Cuma

Kocamın Ailesi: Yonca'nın ardından


Kimsenin beklemediği bir viraja döndü aslında Kocamın Ailesi. Beklentiler bambaşkayken olan, ilk göründüğünde tam bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Son ana kadar, "acaba?" sorusunu sordurttu ama bölüm bittiğinde artık başrol oyuncularından birisinin diziden ayrıldığı kesinleşmişti. Her şey bir kenara, diziye ismini veren tarafın ayrılması büyük bir problem gibi duruyordu; senaristlerin önünde çözülmesi gereken. Ve itiraf ediyorum, dün akşam yayınlanan on dördüncü bölümünde; "keşke Yonca karakteri ölmeseydi" demeden, diziyi baştan sona keyifle izledim... 

7 Ekim 2014 Salı

Ulan İstanbul: Mahmut virüsü


Geçtiğimiz bölüm, başlarına gelecekleri bilmeden kendilerini tiksinç gösteren çetemizin; bu bölüm kendi arkalarını toplamaya çalışacakları çok belliydi. Şimdiye kadar tüm yalanlarına sonuna kadar inanan Ceyhun'un, sırf Derya ile olan birlikteliklerinin bozulması sebebiyle birden onları güvenilmez ilan etmesi de büyük bir ironiydi. Sonuçta Doğan'ın kardeşinin yanına gittiklerinde, abisinin ne yapıp ettiğinden haberdar olmadığını söyleyen çocuğa inanmışlardı. Daha önceki birçok zorlama yalanlarına inandığı Nevizadeler'i, şimdi bu kadar sıkıştırmanın nedeni de bu yüzden sadece onlara inanmamak olamazdı. İnsan karşısındakine bir an bile olsa negatif duygu beslediğinde, onunla ilgili tüm olumsuzluklar derya olur akar önünde... İşte Ceyhun'da da o derya, bizim Derya'yı alamamasından kaynaklı akıyordu şiddetlice... 

2 Ekim 2014 Perşembe

Kadim Dostum


Yazın tam da ortasında başlamıştı tanıtımları... Mardin'de program çeken bir kanal, şehrin iki önemli telkari ustası ailesini bir araya getirmişti. Programcıların derdi, telkari sanatı hakkında bilgi almakken; ailelerin derdi, birbirine laf geçirmekti. İlk tanıtımdan ortaya çıkan, iki düşman ailenin birbirleriyle girdikleri mücadeleyi izleyeceğimizi resmediyordu ve nitekim dizi başladıktan sonra, hikayenin üzerine oturduğu nokta da tam olarak buydu. Kadim Dostum, anlayacağınız geçmişi uzun yıllar öncesine dayanan bir didişme halini ekrana getirmekte...

30 Eylül 2014 Salı

Ulan İstanbul: Ev hali


Şüphesiz bu zamana kadarki, en iyi bölümdü dün akşam izlediğimiz on beşincisi. Ne kadar güldüğümü dahi hatırlamadığım bölümün başrolünde ise Şehriban yer alıyordu. Bir insanın her hareketi, her söylemi, her tepkisi bu kadar mı komik olur?.. Zeynep Kankonde resmen döktürmüş bu bölümde. Zaten, kendisine kim "Şehriban ol" demişse, tam on ikiden vurmuş kesinlikle... Daha fazla uzatmadan sözü, gelelim bu bölümün analizine...

26 Eylül 2014 Cuma

Kocamın Ailesi: Evlat acısı


Kıyaslanabilecek hiçbir acının belki de yerini dolduramayacak tek şeydir, evlat acısı. Varlığını, yaşama sebebini her türlü yolla kaybetmek; kaybolma, kaçırılma, ölüm... İçinden çıkılmaz duygulara sevk eder bunu yaşayanları. Verilecek mücadelenin adı, katıksız acı olur bundan sonra... Neşeyle başında toplandığımız ekran karşısında, bir komedi dizisinin hikayesinin üzerine oturduğu nokta da bu aslında... Kocamın Ailesi, kaybolan bir çocuğun hikayesiyle başladı. Uzun yıllar sonrasına döndüğümüzde ise o çocuk hala bulunamamıştı...

24 Eylül 2014 Çarşamba

Sil Baştan


Dizi hakkında ortaya haberler döküleli öyle çok da uzun zaman olmamıştı aslında. Kadrosunun kimlerden oluşacağı da kısa süre içerisinde yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştı. Gani Müjde'nin yapımcılığında, Star TV'de ekrana gelen Sil Baştan; aslında oldukça ironik bir konu örgüsüyle izlenmeyi beklemekteydi. Konu ironikti ama yapımcı Gani Müjde ve oyuncuları da merak edilesi olunca izlemek kaçınılmazdı... 

23 Eylül 2014 Salı

Ulan İstanbul: Büyük bir sihir


Dizinin ilk bölümünün havasında başladı, dün akşam yayınlanan on dördüncüsü... Zira elde avuçta ne varsa, artık yoktu. Sıfır(!) noktasındaydılar-anladınız siz onu-. Ve Kandemir'in, ilk bölümde olduğu gibi İstanbul'a saydırmasıyla başladı dizi. İlk bölümden farklı olarak denizde bir yatta değil, kıyıdaydı. Ve sahnenin sonunda etrafında da haramileri durmaktaydı... Paraların ortadan kaybolmasına, en başından beri hiç üzülmedim biliyorsunuz. Üzüldüğüm tek nokta, Doğan'ın ölümü olmuştu bu süreçte. Zira, çetemizin de yanan içinin en harlı köşesi Doğan için kavrulmaktaydı... Ve şimdi yeniden ayakta durmanın ve Ali Rıza'yı kurtarmak için, en baştan mücadele vermenin zamanıydı... Lafı daha fazla uzatmayayım ve on dördüncü bölümün analizine başlayalım...

20 Eylül 2014 Cumartesi

1 Erkek 1 Kadın 1 Çocuk


Uzun zamandır hasretini çektiğim ve son birkaç aydır da merakla başlamasını beklediğim bir dizi oldu Bir Erkek Bir Kadın Bir Çocuk... Uzun zamandır hasret çekiyordum, çünkü dizi Star TV'de final yapmıştı. Son birkaç aydır da merakla bekliyorum, malum yeniden çekilmeye başlanacağı dedikoduları gündeme düştü... Dizinin mazisi çok eskilere dayanıyor malum. Ama o maziyi baştan anlatmayacağım, zira daha önce o maziyi anlattığım bir yazı kaleme almıştım. Bugün yeni kanalı ve sezonunda neler olduğuna bakacağız. Bakalım Bir Erkek Bir Kadın'dan, Bir Erkek Bir Kadın Bir Çocuk'a dönüşen yapım; bize neler vaat ediyor...

17 Eylül 2014 Çarşamba

Güzel Köylü: Karakterlerin evrimi


Son üç haftadır bölüm analizini yapmayı bıraktığım Güzel Köylü'yü, karakterleri üzerinden bir değerlendirelim derim... Bakalım, ilk bölümden bu yana karakterlerimiz nasıl bir evrim geçirmişler...

9 Eylül 2014 Salı

Ulan İstanbul: Gitti paralar


Uzun zamandır izlediğim en güzel bölümlerden birisiydi, dün akşam yayınlanan on ikincisi... İlk defa bir konu ikinci haftaya sıçramıştı ama sıçrayış biçimi o kadar karmaşıktı ki, bölüm boyu sıkıldığımdan daha fazla sıkılmıştım on birinci bölümün son sahnelerinde... O yüzden bu bölümden de umudum yoktu açıkçası. Yine aynı karmaşıklığın olacağından korkuyordum. Ancak, öyle olmadı. Gayet keyifli bir bölümdü. Hele sonları ise tam bir sürprizdi... Bakalım, on ikinci bölümde neler olmuş...

2 Eylül 2014 Salı

Ulan İstanbul: Karmakarışık olaylar


İlk defa çevirdikleri bir dolabın çözümü diğer haftaya sarkan çetemizin, on birinci bölümde başlarına gelenler için trajikomik diyebiliriz. Ceyhun'un her an enselerinde oluşu, bunca bölüm duygularını saklarken -oyundan- bir kadınla ilgilenen Ferdi'yi kıskanıp olay çıkartan ve muhtemel planlara zarar verecek olan Derya'nın aşırı saçmalayışı ve özellikle de kobay niyetine kullanılan, en son sahnesinde verilen ilaç nedeniyle bilincini yitiren Karlos'un çete için kendini daha ne kadar feda edeceğini sorgulatan bir bölümdü izlediğimiz... Gelin bölümün analizine girişelim...

30 Ağustos 2014 Cumartesi

Kiraz Mevsimi: Gizlenemeyen hisler


Bu hafta Mete'nin saflıkta nirvanaya ulaştığı bir bölümle ekranlara gelen Kiraz Mevsimi'nin, yine bir analiziyle karşınızdayım efenim. Mete'ye hakikaten ne desem boş... Bir karakterin gözü ancak bu kadar kör yazılabilirdi... Onca şeyden sonra, Şeyma'nın evine gidip ailesiyle tanışmayı istemek... Neyse, biz en iyisi bakalım sekizinci bölümde neler olmuş...

27 Ağustos 2014 Çarşamba

Kaçak Gelinler: Bir dolu düğüm


Heyecanını hiç kaybetmeyen bir yapım daha... İzlediğimiz her bölümde, bizi kendisine daha da bağlayan sihri kesinlikle oyunculukları kadar senaristinde de gizli bir yapım Kaçak Gelinler. Ama birkaç gün önce kadroya yeni bir senarist grubunun katıldığını öğrendim. Öğrenmem ve hayal kırıklığı yaşamam da bir oldu aslında. Zira, bahsi geçen yeni senaristler; Güneşi Beklerken'in senarist grubundandı...Yeni gelen senaristler; Ekin Atalar, Ayşin Akbulut ve Atasoy Koç'un diziyi Güneşi Beklerken'in karamsar dünyasına çevirme ihtimallerinden korkmuyor değilim... Ve her şeyden önemlisi, Engin Elgün ve ekibinin diziyi bırakması, tam bir yıkım açıkçası benim için.*