Beklenen Kral

5 Ekim 2017 Perşembe

Meryem: Acı, bir yapar yaraları...


Kimse anne karnından kötü olarak doğmuyor elbette. Büyüdüğü ortam, yaşadıkları, gördükleri ya da görmeyi arzuladıkları itiyor bu çukura insanı. Sonrasını kontrol edemediğiyse çok oluyor. İpin kopan ucunun peşinden dağ tırmanmaktansa, bayır aşağı inmeyi seçiyor. Ardından büyük bir karanlığın içine hapsoluyor ve bir süre sonra tamamen o karanlığa dönüşüyor. Yani evet, insan anne karnından kötü olarak doğmuyor ama kötü kalmayı kendisi seçiyor... Tıpkı Oktay gibi. Bu bölüm öğrendik ki, babasının başından geçenlerin travmasıyla kendini bilmez bir adama dönüşmüş. Hapse girmemek için, onun gibi olmamak için mücadele etmiş ve şimdi de bu yüzden gözünü kırpmadan ölüm saçmaktaymış.

4 Ekim 2017 Çarşamba

Dolunay: Evet demelisin Nazlı...


Biliyorsunuz dizilerde klâsiktir kötülerin her daim, iyilerinse yalnızca finalde kazanması. Her şey olup bittikten sonra zafer elde etmek sanki şahane bir şeymiş gibi, asla tanıklık edemeyeceğimiz o andan sonraki mutluluk için direnip izlediğimizle kalırız her birini. Yüzümüzde şapşal bir gülümseme, belki gözlerimizde birkaç damla yaş; "Paralel evrende şimdi mutlu mesut bir hayat sürecekler" yalanıyla avunuruz... Mâlum, gerçeklerin hayatlarımıza etkisinden hep korkmuşuzdur. "Salak gibi kırk bölüm seyrettim, son bölümün son beş dakikasında bir yüzümüz gülebildi" diyecek değiliz neticede. En güzeli, kendimizi kandırmamız... Dolunay'da da tıpkı böyle değil mi? Klâsik dizi çizgisinden gitmemesi için daha ne yapmamız gerek?

3 Ekim 2017 Salı

Söz: Yavuz'un da kusuru var...


İnsan verdiği kararlar, aldığı riskler, giriştiği mücadelelerle vardır. Neticede, hiçbir şey yapmamak da bir karar gerektirir. Hiçbir riske girmemek de, aslında risktir. Ve mücadelesizlik, en büyük mücadelelerden birine ihtiyaç duyar... Yani evet, insan bu üç döngünün bir parçasıdır ama seçimleri her zaman doğru olana değildir. Bazen en büyük pişmanlığı, o seçimlerin ardından yaşar. Geri dönüşü olmayan bir yola sapar, debelendikçe daha da batar...

2 Ekim 2017 Pazartesi

Ekrandan Haberler - 25 Eylül-1 Ekim 2017


Haber Başlıkları
- Seven Ne Yapmaz (Yönetmen değişikliği)
- Klavye Delikanlıları (Başlıyor)
- Kadın (Başlama tarihi belli oldu)
- Siyah Beyaz Aşk (Yeni tanıtım geldi)
- Çukur (İlk tanıtım geldi)
- Babamın Günahları (İlk tanıtım geldi)
- Aslan Ailem (İlk tanıtım geldi)
- Yüz Yüze (İki tanıtım birden geldi)
- Ufak Tefek Cinayetler (İlk tanıtım geldi)
- Hayat Sırları (İlk toplu kare geldi)
- Bahtiyar Ölmez (Çekimlerine başlandı)
- Fi (Güney Kore'de yayınlanacak)
- Kara Sevda (Emmy adaylığı)
- 4N1K (Diziden önce ikinci film mi?)
- Cingöz Recai (Yeni tanıtım geldi)
- Yanımda Kal / Mutluluk Zamanı (İsim değişikliği)
- Can Feda (Yeni askeri film)
- Güldür Güldür Show (Yeni sezonuna başlıyor)
- Pantene Altın Kelebek oylaması başladı!

30 Eylül 2017 Cumartesi

Kalp Atışı: Bu güzel aşk da olmasa...


Sabretmek, sabredebilmek önemli. Yoksa hayatın çivisinin çıktığı her seferinde çıldırman içten bile değil. Nasıl baş edebilir ki insan, her an başka bir sorunla? Nasıl bir çaba, sorunsuz kılar ki sabretmekten başka?.. "Her şey olacağına varır" derler ya, o hesap. Kabullenmek bir yana, sabretmek önemli bir eşik. Belki sabrın sonu selamet olmaz ama dert edip tasalanmakla geçirdiğin vakitten daha huzurlu olursun. En azından denemiş olursun... Böyle bir sabır, Eylül'ün babasında da vardı. O katnem karısının her yaptığına tahammül ediyor, alttan alıyordu. Ama her şeyin olduğu gibi sabrın da bir sonu var. Güzelce patladı. Bundan sonrası, iyi baba olmaya çabalamasında saklı...